En Güzel Nasreddin Hoca Fıkraları

Nasreddin Hoca

Quotes

See All
Hocadan bir ders:
Arkadaşlarından biri Hoca ya sorar: “Hoca, dünya kaç metre?” Tam o sırada bir cenaze geçiyormuş yanlarından. Hoca onu göstererek: “Ona sor! Bak, ölçmüş biçmiş, gidiyor!..”
Reklam
Biraz gülümsettiyse ne mutlu.
Nasreddin Hoca evinin çatısını onarırken bir adam kapıyı çalar. Hoca yukarıdan, “Ne istiyorsun,” diye seslenir. Adam yanıt verir: “Hele bir aşağı gel.” Hoca aşağıya inince, adam, “Allah rızası için bir sadaka,” der. Hoca bu duruma çok sinirlenir. Ama belli etmez. Adama, “Yukarı gel,” der. Adam, Hoca ile çatıya kadar çıkar. Tam çatıya vardıkla­rında Hoca lafı yapıştırır: “Allah versin!”
Mantıklı :d
Hoca bir gün anahtarını kaybetmiş. Bahçede döne döne anahtarını arıyormuş. Hanımı sormuş: “Hocam, anahtarı ne­rede düşürdün?”, “Be kadın,” demiş Hoca, “nerede düşürdü­ğümü bilsem, hiç arar mıyım?”
BORÇLU Hoca, bir ara, zeytin satmaya heveslenmiş. Bir küfe zeytin alarak pazarda satmaya başlamış. Kadının biri zeytin küfesine yaklaşıp fiyatını sormuş ve zeytini pahalı bulmuş. Hoca: “Hele bir tane ye de tadına bak!... “ demiş. Kadın: “Baksam ve beğensem bile peşin para ile alacak değilim.” deyince, Hoca: “Canım sen yabancı mısın? Rahmetli kocanla dostluğumuz vardı. Ne olacak, sonra verirsin parasını! Lakin şu zeytinden bir tane tat da gör!..” demiş. Kadın ise nazlanmakta devam etmiş: “İmkânsız, bugün oruçluyum. Üç yıl önce Ramazan’da hastalanmıştım da bir hafta oruç tutamamıştım. Bugünlerde o borcumu ödüyorum.” Bu söz üzerine Hoca, başını sallamış: “Haydi, güle güle git! Ben vazgeçtim bu alışverişten. Zira Allah a olan borcunu üç yıl sonra ödeyen bir kimse, kulun zeytin borcunu kim bilir ne zaman verir!... “
BUZAĞININ ANASI Bir buzağı Hoca nın bostanını harap etmiş. Ne var ne yok tepelemiş yaramaz buzağı. Hoca nın fena halde canı sıkılmış. Eline bir sopa geçirmiş, buzağının anası olan ineği kovalamaya başlamış: “Yahu” demişler, “bostanını buzağı harap etti. Sen anasının peşinden koşuyorsun... “ “Bilmez gibi konuşmayın.” demiş Hoca. “Çocuk ne öğrenirse anasından, babasından öğrenir... “
Reklam
BİLENLER BİLMEYENLER Nasreddin Hoca bir gün Akşehir de camide vaaz vermek için kürsüye çıkıp: “Ey cemaat bugün size ne söyleyeceğimi biliyor musunuz?” diye sormuş. Camideki topluluk: “Bilmeyiz” demişler. Bunun üzerine Hoca: “Siz bilmeyince ben size ne söyleyeyim.” diyerek kürsüden inmiş ve camide kendisini dinlemeye hazırlanan topluluğu yüzüstü bırakarak cübbesini giydiği gibi camiyi terk etmiş. Hoca ertesi gün yine vaaz etmek için aynı kürsüye çıkmış, bu sefer yine topluluğa aynı soruyu sormuş. Camideki topluluk bu sefer Hoca yı kaçırmamak için: “Biliriz” cevabını vermişler. Hoca bu sefer de onlara: “Mademki biliyorsunuz o halde benim söylememe ne lüzum var” demiş ve yine topluluğa küserek cübbesini giydiği gibi camiyi terk etmiş. Ertesi gün camideki topluluk Hoca yı vaazdan kaçırmamak için kimisi biliriz, kimisi bilmeyiz demeyi kararlaştırmışlar. Hoca ertesi gün vaaz etmek için kürsüye çıktığında topluluğa yine aynı soruyu sormuş. Topluluk da daha evvelden kararlaştırdıkları gibi bazıları biliriz bazıları da bilmeyiz diye karşılık vermişler. Bu sefer Hoca büyük bir ciddiyetle topluluğa dönerek: “Ne âla... Öyleyse bilenleriniz bilmeyenlerinize anlatsın.”
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.