"Göbeğimizde bir delik var ya? İşte göbek kordonu oradan çıkıp bebeğe kan pompalar." "Peki, bebeğe kan vermek için göbeğimizden kordon çıkıyorsa ve yalnız kadınların bebeği oluyorsa, erkeklerde neden göbek deliği var?"
Maureen duraksadı. "Bilmiyorum," dedi. "Ama erkeklerde de birtakım gereksiz nesneler var."
Düşünce dağarcığım tükenmişti, dikkatimi tırnaklarımın üzerindeki beyaz noktalarda toplamaya başladım. Toplam sayı, kaç tane erkek arkadaşım olacağını gösteriyordu. Yedi.
Hatmi çiçekleri gibi ince, uzun, uysal insanlar. Kökleri derinde, sapları sağlam, rüzgârda yalnızca tepelerindeki çiçekleri sallanır. Gökyüzünün renginden saatin kaç olduğunu anlayabilen gözleri vardır.
Acaba Tanrı da böyle bir şey mi, diye aklından geçirdi. Hayır. Tanrı, uzun kır saçlı, gür beyaz sakallı, insanlar öldüğünde üzgün, kötülük yaptıklarında ise öfkeli görünen, küçük mavi gözlü, iyi, yaşlı, beyaz bir adamdı.
Bizim kederimiz, kimse onu paylaşır görünmediğinden, başkalarınınkinden daha yoğundu bence. Bu öykü ötekileri tiksindiriyor, eğlendiriyor, şaşkınlık, öfke ve üstelik heyecana boğuyordu.