Engereğin Gözü

Zülfü Livaneli
Yıllardır Topkapı Sarayı’ndaki hücresinde kapalı tutulan Şehzade, hiç beklemediği bir anda tahta çıkarılır, böylece iktidarın tek sahibi olur. Haremağası Süleyman ise Habeşistan’dan koparılıp hadım edilerek saraya getirildiğinden beri onun en sadık kulu ve "iktidarsızlığına rağmen" Harem’in tek hâkimidir. Valide Sultan’ın iktidar hesaplarıyla oğlunu yeniden hapsettirmesi, ilişkileri iyice içinden çıkılmaz bir hale sokacaktır. Engereğin Gözü, Haremağası ile Padişah arasındaki köle-efendi ilişkisi aracılığıyla, "bakışıyla her canlıyı kımıltısız hale getiren bir engereğin bile gözünü kamaştıran" iktidarın büyüleyiciliği üzerine alegorik bir roman. Bir yanıyla da bir "dil şöleni": Zülfü Livaneli, Evliya Çelebi’nin, Naimâ’nın ve Türkçenin büyük dil ustalarının izini sürüyor.
168 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1996

Yorumlar ve İncelemeler

168 syf.
·
Puan vermedi
·
34 saatte okudu
NOT : Her ne kadar Osmanlı döneminde anlatılsa da olaylar tarihi roman değildir. Livaneli'nin güzel eserlerinden birini daha bitirdim. Sürekliliğin en güzel örneğinin kanıtıdır Zülfü Livaneli... Bu eserinde de anlatımı çok güzeldi. Yalın ve akıcı olması kitabı rahat şekilde okumaya yetiyor. Ancak kitabı okurken iyi ki padişahın olduğu bir dönemde yaşamıyoruz diyebilirsiniz. Tabi ki her padişah aynı değil ancak kitapta anlatılanların çoğu elem ve azap veren duygulardı. İşin güzel yanı ana karakterlerin isimleri yok. Yani padişahın isminin belirtilmemiş olması bence mantıklı bir hareketti. Aslında kitapta karakterlerin ruh haline odaklandığınız zaman daha yoğun bir şekilde geçiyor duyguyu hissediyorsunuz. Psikolojik olarak harikaydı. Kullanılan dilin eski zamana uyarlanması gerekliliğinden dolayı bazı yabancı kelimeler görebilirsiniz ancak konu bütünlüğünün ve verilmek istenen mesajın akışını bozmuyor. Okumak isteyenlere tavsiye ederim. Daha fazla lafı uzatmayayım. Zülfü Livaneli'ye yazdığı eserlerden ve memnuniyetimden dolayı ufak bir not : Padişahım çok yaşa :)
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201919,1bin okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Roman, Topkapı Sarayı’nda geçiyor ve Osmanlı İmparatorluğu’nun en karışık ve acılı dönemlerinden birini anlatıyor. Ne var ki, hiç kimsenin adı yok. Herhangi bir padişahın ya da vezirin adı verilmiyor. Tabi konuyla ilgili olanlar anlayacaktır ama ben araştırmadan öğrenemedim… Osmanlı tarihçilerini okuduğumuz zaman, padişaha yakın olmanın, devlet sorumluluğu üstlenmenin korkunç tehlikeli bir iş olduğunu anlıyoruz. Fakat buna rağmen insanlar o tehlikeli makamlara gelebilmek için çırpınıp duruyorlar. Bu normal bir davranış değil ama siyasetin öyle bir büyüsü var ki insanın aklını başından alabiliyor. Bu belki de insan denilen canlının topluluk halinde yaşama ve hiyerarşik olarak yükselme içgüdüleriyle açıklanabilir. Ama bana yine de normal gelmiyor. Yazar romanını tarihi bir roman olarak betimlemek istememiş. Daha çok birey-iktidar ilişkisi vurgulanmış. Ne var ki insanlar ilk bakışta dekora takılıyor ve romanı da “tarihsel roman” kategorisine sokuyorlar. Benim en sevdiğimi kitaplar arasına girdi bile, son derece zevkli bir okumaydı…
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201919,1bin okunma
Engereğin gözü: sessiz, soğukkanlı ve ölümcül.
160 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli
bu kez bizi Topkapı Sarayı'nın kuytularına, bir hadım ağanın gözünden anlatılan bir entrikalar ağına sokuyor. Herkesin birbirini gözetlediği, sinsice hamle yaptığı bir dünya burası. Güç sürekli el değiştiriyor ama göz hep orada kalıyor. İronik, alegorik ve zamandan bağımsız bir anlatım bu. Hem iktidardayken insanların davranışlarını, hem de düşüş anındaki yalnızlığını, çaresizliğini çok iyi işlemiş. Ve belki de en çarpıcısı: çevredeki insanların duygularının bu iki hal arasında nasıl keskin biçimde değiştiğini göstermesi. Farklı, kısa ama düşündüren bir kitap arayanlara önerilir.
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · İnkılâp Kitabevi · 202119,1bin okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
Livaneli'den bu kadar iyi bir kitap beklemiyordum. Gerçekten çok beğendim, dört dörtlük bir eser olduğunu düşünüyorum. Yazarın Kardeşimin Hikâyesini ilginç bulduysam da abartılı bir eser olduğunu da
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201919,1bin okunma
'Engereğin Gözü - Zülfü Livaneli'
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 saatte okudu
"Romandaki temel eksen, iktidarın çevresinde ışık görmüş pervaneler gibi dönen insanlar üzerine kurulu. İktidar; insanları değiştiriyor. İktidar görkemi öyle bir şey ki, bakışıyla her canlıyı
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · İnkılâp Kitabevi · 202519,1bin okunma
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Livaneli kalemini sevdiğim bir yazar, neredeyse bütün kitaplarını okudum. Bu kitap yazarın diğer kitaplarına pek benzemiyor. Tarihi kitap desem; Kösem Sultan ve Deli İbrahim dönemini anlatıyor olsa da, tarihi kitap grubuna dahil edemedim. Daha çok psikolojik tahlil ağırlıklı gibi. Konusuna gelince; Küçük bir çocuk iken Habeşistan'daki ailesinden koparılıp, yolculuğu esnasında hadım edilen ardından Osmanlı sarayına satılıp Harem ağalığına kadar yükselen bir kölenin gözünden Kösem Sultan ve Deli İbrahim döneminde yaşananları anlatıyor. Farklı konusu ve kurgusu ile beğenerek okuduğum çok güzel bir kitap. Yalnız şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Kitabın kapağından hoşlanmadım. Bazılarınızın bildiği gibi ben de bir yazarım. Sadece bir okur değil, yazar gözü ile baktığımda; Kapağın kitabın konusu hakkında fikir vermesi gerektiğini düşünürüm. Bence kapak, konuya pek uygun değil.
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201919,1bin okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Ah bu koltuk sevdası, iktidar olma hırsı… Yıllardan beri süregelen durum… Kitabın anlatıcısı olan harem ağası Süleyman’ın Habeşistan’dan alınarak hadım edildikten sonra saraya nasıl girdiğinin
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201919,1bin okunma
“Engereğin gözünü bile kamaştırıp, kör eden iktidarlık...”
168 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
Roman, 12 yaşında Afrika’nın Habeşistan Çöllerinden getirilip, yolculuğu esnasında acımasızca hadım edilen bir zenci çocuk kölenin ağzından anlatılıyor. Ardından saraya satılıp, Haremağalığına kadar
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · İnkılâp Kitabevi · 202519,1bin okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
“Topkapı Sarayı’nın koridorlarında sadece padişahlar değil, gölgeler de hüküm sürerdi. Ve bazen en çok bilen, en sessiz olan olurdu...” Görkemli Osmanlı sarayının acı dolu koridorlarının sessiz duvarları dile gelseydi, muhtemelen karşımıza tam da böyle bir kitap çıkardı. Engereğin Gözü’nü tamamen tarih kitabı olarak tanımlamak doğru olmaz; Zülfü Livaneli, tarihi sadece güçlü bir arka plan olarak kullanmış. Kitaptaki karakterlerin isimlerini vermemesi ise fikrimce bilinçli bir tercih. Böylece bizi belli kişilerden çok onların iç dünyalarına, ruhsal halleri ve karakter özelliklerine odaklanmaya davet ediyor. Bu sayede her karakter salt bir figür olmaktan çıkıp evrensel insan duygularını, iktidar oyunlarını, hırsı ve çaresizliği temsil eden birer simgeye dönüşüyor. Livaneli, sarayın ihtişamlı görüntüsünün ardındaki karanlık ilişkileri, entrikaları ve sessiz mücadeleleri gözler önüne sererken; hadım bir ağanın gözünden anlatılan bu hikâye, cinsiyet, güç ve aidiyet kavramlarını da ustalıkla sorgulatıyor. Okurken sadece Osmanlı tarihine değil, insanın iç dünyasındaki karmaşaya, hırs ve yalnızlığa, sessizliğin altında gizlenen büyük hesaplaşmalara tanık oluyorsunuz. Zülfü Livaneli, benim en sevdiğim yazarlar arasında. Dili, anlatımı, konu seçimleriyle kusursuz eserler koyuyor ortaya. Engereğin Gözü ise onun en güçlü eserlerinden biri olarak birçok ödüle layık görüldü ve uzun süre edebiyat dünyasında konuşuldu. Tavsiyemdir, okuyun.
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201919,1bin okunma

Yazar Hakkında

Zülfü Livaneli
Zülfü LivaneliYazar · 40 kitap
Zülfü Livaneli, (d. 20 Haziran 1946, Ilgın), Türk müzisyen, senarist, politikacı, yazar ve yönetmen. İlk yılları Tam adı Ömer Zülfü Livanelioğlu’olup, aslen Artvin’in Yusufeli ilçesinden olan Livanelioğlu ailesinin büyük dedeleri Ömer Efendi 93 Harbi’nde Artvin’in Ermeni ve Rus işgaline uğraması üzerine Erzurum’a gelerek Ahmet Muhtar Paşa’nın ordusuna katılmıştır. Ömer Efendi Harput Redif Taburu’na mülazım rütbesiyle atanır. Daha sonra burada çıkan çatışmada şehit düşer. Ömer Efendi’nin tek oğlu olan Zülfü Efendi, Türkiye’nin muhtelif yerlerinde sorgu hakimi olarak görev yapar. Soyadı Kanunu çıktığında babasının geldiği Artvin/Yusufeli/Livane Sancağına izafeten Livanelioğlu soyadını alır. Zülfü Efendi’nin erkek çocuklarından üçü de hakim olmuştur. En büyükleri ve Zülfü Livaneli'nin babası olan Mustafa Sabri Livanelioğlu, Yargıtay Başkanlığı’na kadar yükselmiştir. Kariyeri Ankara Cumhuriyet Lisesi mezunudur. Daha sonraki tarihlerde ABD Fairfax Konservatuarı'nı bitirmiştir. Zülfü Livanelioğlu bağlama çalmayı teyzesi Nazmiye (Türeli) Yücel'in eşi olan eniştesi Turhan Yücel'den Ilgın'da yaşadığı yıllarda ve yaz tatillerinde öğrendiğinde, eniştesi Turhan bey'in kendisine hayatını değiştirecek bir sermayeyi hediye ettiğinden haberi yoktu. Zülfü Livaneli, müziği ile birçok ulusal ve uluslararası ödül aldı ve eserleri Joan Baez, Maria Farantouri, Maria del Mar Bonet, Leman Sam gibi onlarca yerli ve yabancı sanatçı tarafından yorumlandı. Kültür, sanat ve politika alanında Türkiye’nin önemli isimlerinden birisi olan sanatçı, sanat yaşamı boyunca 300'e yakın besteye ve 30 film müziğine imzasını attı. Türkiye'den ansızın ayrılarak İsveç'e sürgün yıllarında bulaşıkçıklık dahil muhtelif işlerde çalışan Livaneli'nin en büyük arzusu bir gün Türkan Şoray ile tanışabilmek ve o zaman Türkiye'de suçlanan kişilerin uğrak yeri haline gelen İsveç'te bulunan ünlü yazar, gazeteci veya şairlerle karşılaşabilmekti. Bugüne kadar dört uzun metrajlı film yönetti: "Yer Demir Gök Bakır", "Sis", "Şahmaran" ve "Veda". Valencia Film Festivali'nde "Altın Palmiye" ve 1989'da Montpelier Film Festivali'nde "AltınAntigone" ödülüne layık görüldü. "Sis", "En iyi Avrupa Film Ödülü"ne aday gösterildi. Sanatçının filmleri Türkiye, ABD, Fransa, Almanya, İsviçre ve Japonya'da gösterime girdi ve BBC, WDR, İspanya, Kanada ve Japon televizyonları gibi birçok televizyon şirketine satıldı. Ekim 1986'da Cengiz Aytmatov'un daveti üzerine Federico Major, Yaşar Kemal, Arthur Miller ve diğer ünlü sanatçı ve düşünürlerin katıldığı Kırgızistan ve daha sonra Wengen, Granada ve Mexico City'de toplanan Issyk-Kul Forumu'nda yer aldı. Livaneli, Elia Kazan, Jack Lang, Vanessa Redgrave, Arthur Miller, Mikhail Gorbaçov, Mikis Theodorakis gibi ünlü kişilerle birlikte dünya kültürünün ilerlemesi ve dünya sanatlarının gelişmesine katkıda bulunmak üzere çalışmalarda bulundu. 1996 yılında Paris’te merkezi bulunan UNESCO (Birleşmiş Milletlerin Eğitim Kültür Bilim Kurulu) tarafından büyükelçilik verilen sanatçı Livaneli, 1978 yılında yaptığı "Nazım Türküsü" adlı albümde Nazım Hikmet'in şiirlerinden bestelediği şarkıları bir araya getirdi. "Arafatta bir çocuk", "Geçmişten Geleceğe Türküler", "Sis", "Orta Zekalılar Cenneti", "Diktatör ile Palyaço", "Sosyalizm öldü mü", "Engereğin Gözündeki Kamaşma" ve "Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm" ve "Mutluluk" ve Leyla'nın Evi, Sevdalim Hayat, Son Ada ve Sanat Uzun, Hayat Kisa, Serenad kitaplarının yazarı olan Livaneli, hâlen Vatan Gazetesi'nde köşe yazarlığına devam etmektedir. Sanatçı uluslararası kültür çevrelerinde tanınmakta ve saygı görmektedir. Ömer Zülfü Livaneli Ülker Hanım'la evlidir ve bir kızı vardır. Kızı Aylin Livaneli eğitimi ve yaptığı pek çok işten sonra müzik ile ilgilenmiş. 5 albüme imza atmıştır. Müziğe ara veren Aylin Livaneli şuan yurt dışında ekonomi üzerine eğitim almaktadır. Yayınlanmış 3 kitabı bulunmaktadır. Livaneli vejetaryendir. 19 Mayıs 1997 tarihinde, Ankara Hipodrom meydanında verdiği konsere 500.000 kişinin katılmasıyla Türkiye'nin en büyük konserini gerçekleştirme ünvanını kazanmıştır. Siyasi kariyeri Livaneli 1994 yerel seçimlerinde, Sosyaldemokrat Halkçı Parti'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday oldu. Anavatan Partisi'nin adayı İlhan Kesici, Refah Partisi'nin adayı Recep Tayyip Erdoğan ve Doğru Yol Partisi'nin adayının Bedrettin Dalan olduğu çekişmeli seçim sürecinde oyların %20,30'unu alan Livaneli üçüncü geldi. Erdoğan ise %25,19'luk bir oranla Belediye Başkanı seçildi. Livaneli, 2002 genel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'den İstanbul milletvekili seçildi. Partinin 13. Olağanüstü Kurultayı'nda yeter sayıda imza bulamadığı için genel başkan adayı olamadı ve parti yönetimini ağır şekilde suçlayarak istifa etti. Livaneli, istifasını açıklarken şunları söyledi: "CHP yönetimi, Atatürk'ün laik, devrimci, halkçı, çağdaş ve reformcu çizgisini 21. yüzyıla taşıyamadığı için ülkemizi içinden çıkılması güç bir siyasi karmaşaya sürükledi. Bu büyük tarihsel ve siyasi kaymayı engelleyebilmek ve CHP'yi özündeki devrimci, reformcu ilkelere tekrar kavuşturabilmek için, parti içinde her düzeyde büyük çaba harcadım. Ama ne yazık ki bu çabalar da diğerleri gibi sonuçsuz kaldı. Partideki muhalif fikir ve kişileri yok etme alışkanlığı, bu kurultaydan sonra da bir kıyıma dönüşerek devam ediyor. CHP içinde kalarak mücadele etme yolları artık tükendi. Parti, örneği görülmemiş bir şekilde antidemokratik ve oligarşik bir yapıya dönüştürüldü."
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.