"Her ne olduysa oldu. Şimdi meydanda bir hakikat vardır ki ben seviyorum. Aşk ateşiyle yanıyorum. Bu hayali mesele değil! Sevdiğim kadın artık hayalimdeki sevgili değil, mücessem, mevcut! Âşıklığım muhayyel değil, hakikat!"
"Şiirin mağlubu musunuz?"
Suat gülerek, "Hayır, meftunuyum!.. Sen şimdi bu şiirin perisi, bu cenneti andıran mevkiin hurisi, meleğisin Sabahat, sen gönlümün hakimesisin!.."
Ben kendimi iyice anlıyorum ki zevcim olacak adamın bana adem-i sadakatini, hıyanetini anladığım gün ben o adamdan soğurum!.. Bir katre gözyaşı dökmem!.. Artık onunla geçinemem.
"Lakin insan durup da onun gözlerine bakamıyor. Hele kendisi baktığı vakit insanın üzerinde herkesin baktığından başka bir tesir hâsıl ediyor... Acayip bir şey!"
" İzdivacı oyuncak addedenlerden değilim! O hususta kendimi nasıl düşünürsem, alacağım kadını da düşünürüm. Bir kadını bedbaht etmek, onun hayatını zehirlemek, istikbalini mahvetmek istemem!"