Epistemoloji

Murat Baç

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Berkeley’e göre, zihinden tamamen bağımsız bir madde veya nesne düşüncesi kabul edilemez. Algıladığımız nesnelerin algılanmamış (veya “asıl”) hâllerinin nasıl olduğunu kafamızda canlandıramayız. Algı, ister istemez, kendisini algılanan nesneye katar. Maddesel dünyanın nesnelerinin zihinden tamamen bağımsız olduğunu ilan edip, ardından zihnimizi kullanarak o nesnelerin fiziksel olarak (yani, “gerçekten”, “kendi içlerinde”) nasıl olduklarından söz etmek, Berkeleyci bir açıdan bakıldığında, çok tutarlı bir yaklaşım değildir. Eğer zihnimizi kullanarak zihinsellikten etkilenmeden var olan maddesel bir gerçekliği açıklamaya veya betimlemeye kalkarsak, “madde” dediğimiz şey nesnelliğini bütünüyle kaybetmez mi? Daha önemlisi, eğer Berkeley haklıysa, maddesel olan varlıkları her tasarlayışımızda zihinselliğin işin içine girdiğini ve “maddesel” olanın epistemolojik anlamda elimizden kaçtığını kabul etmemiz gerekmez mi?
Sayfa 160 - Anadolu Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Gerçeği öğrenmenin bizde yaratabileceği olası psikolojik yıkıma rağmen, gerçeklikten tamamen kopma düşüncesinde çoğumuza itici gelen bir yön vardır. Sanal veya yalan bir dünyanın sunduğu zevkler ve mutluluklar ne olursa olsun, sürekli kandırılma hâlinde yaşamaktansa, gerçek dünyanın kendisini deneyimlemek isteriz.
Sayfa 14
Reklam
İronik insanlar sarsın etrafımızı
Rorty’nin kullandığı hâliyle ise, ‘ironi’ deyimi farklı bir içerik kazanır. “İronik birey” büyük sorulara nihai yanıtlar bulma merakını hafife alan kişidir. İroni yapmak felsefede Sokrates’in uyguladığı sorgulayıcı yönteme geri dönmektir. Bu anlamda, “ironi” kavramı ile yakın ilişki içinde olan bir diğer kavram da “olumsallık”tır. Olumsallık, felsefi olarak, “zorunluluk” veya “mutlaklık” kavramının tersini ifade eder. İronik ve olumsalcı insanlar düşünsel açıdan yolda olmayı ve düşünsel maceralarına devam ederek yaşamayı tercih ederler. Bu yaklaşımı benimseyen kişiler, kendi inanç sistemlerinin doğruya veya hakikate karşılık geldiğini değil, farklı bakış açılarından dünyaya bakabilmenin düşünsel bir meziyet olduğunu düşünürler. İronik kişiler, metafiziksel hedeflerden uzaklaşarak bağlamsal durumları dikkate alırlar. Kısaca söylemek gerekirse, “düşünsel ironi”, felsefenin geleneksel sorularından ve evrensel meraklarından uzaklaşmak anlamına gelir.
Sayfa 251 - Anadolu Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Gerçeklik nedir?
Biz yaşama genel olarak insan merkezli bir şekilde bakmaya eğilimliyiz. Evcil hayvanların aynı bizim gibi “sevdiklerini” veya “nefret ettiklerini” düşünürüz. Dahası, köpeğimiz bir nesneye bakarken algıladığı şeyin bizim algımızdan farklı olabileceğini düşünmeyiz. Elbette bir köpeğin algı sistemi insanlarınkinden çok farklı olmayabilir ancak
Sayfa 115 - Anadolu Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
HUME VE NEDENSELLİK
Biz dünyadaki etki-tepki çiftlerini izlediğimiz zaman, evrenin yapısına ilişkin metafizik kimlikte ve kesinlik içeren bir bilgi edinmiş olur muyuz? Örneğin, “eli ateşe uzatma”nın bir neden ve “elin yanması”nın sonuç olduğu nedensel bir zincir düşünelim. Benim öznel algılarım açısından bakıldığında, bu örnekteki nedenselliğin zorunlu olduğunu
Sayfa 96 - Anadolu Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Görüngücülük
Hume’cu perspektife göre biz, bir anlamda, algısal deneyimden gelen görüntülerin oluşturduğu zihinsel bir sinema perdesini izleyen seyircilere benzeriz. Algı sırasında zihnimizde yeşil bir elmanın görüntüsü oluştuğunda, bu görüntünün zihnin dışında bir nesneden kaynaklandığını düşünmeye eğilimli olmamız anlaşılır bir durumdur. Ancak bu, Hume’a göre, metafizik nitelikte bir varsayımdır. Bizim zihinsel verilerin (idea’ların) düzeyini aşarak varlık alanında ne olup bittiğini “görmemiz” akılcı bir tasarım değildir.
Sayfa 136 - Anadolu Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her ne kadar pragmacılığın kurucusu Peirce olsa da, “doğru” kavramı konusunda en ilginç pragmacı (ve, genel anlamda, gerçekçilik karşıtı) fikirleri W. James sunmuştur. Bazı yorumcuların da fark ettiği gibi, James’in doğruluğa ilişkin söyledikleri yer yer tutarsızlık göstermektedir. O yüzden, James’in görüşü bazen “kökten pragmacılık” bazen de “ılımlı gerçekçilik” şeklinde yorumlanmıştır.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.