Eziyet Edilerek Yalnızlığa Yükseltilen Bir Siyasal Liderin Portresi

Erbakan

Soner Yalçın
“Bir inanç için acı çekmek, o inanç uğruna zulüm etmekten bin kez iyidir.” Tolstoy
Sayfa 13 - KırmızıkediKitabı okudu
"28 Şubat süreciyle Erbakan haksız yere başbakanlıktan uzaklaştırıldı; partisi kapatıldı ve bir daha eski siyasal gücüne kavuşamadı. Hiç ummadığı yerden darbe yedi; yetiştirdiği öğrencileri Erbakan'ı yıktılar."
Reklam
İstanbul Teknik Üniversitesi'nin 1947-1948 mezunlarım tanıtan "Arı" adlı albümde arkadaşları takma ismiyle "Derya Necmettin"i şöyle tanımladı: "Sofudur, dindardır, çalışkandır. Hayatının yarısını namaz, yarısını da projeleri işgal eder. Sınıfının yarısını kendisi, yarısını da arkadaşları işgal eder. Proje ve raporları, Saatli Maarif Takvimi nükteleri gibi geniş izahlıdır. Herkesin bir sayfada bi- tirdiği mevzuyu, o kırk sayfada hülasa eder. Kendisine cıvata nedir, diye sorarsamz izaha, demir filizlerinin naklinden başlar ve o kadar uzun anlatır ki nihayet namaz vakti gelir, gider namazını kılar gelir ve kaldığı yerden anlatmaya devam eder."
Erbakan'la yolunu ayıranlar, eski öğrencileri, cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, vs. televizyona çıkıp konuşmalar yapınca, kendimi Erbakan'a borçlu hissettim. Çünkü yalan söylüyorlardı; yollarının gerçekte neden ayrıldığını anlatmıyorlardı. Son yıllarda hep aynı yüzeysellikle karşılaşıyoruz; kavramlarla düşünmüyor, konuşmuyor, kişilerin nitelikleriyle tartışıyoruz: "Ne iyi insandı!" İyi de niye yolunuzu ayırdınız, mesele sadece "iyi" olmaksa? Derinlik çok yüzeyde bizim ülkemizde. Yalan söylemek siyasal bir tarz haline getirildi. Sahtecilik, ikiyüzlülük çekici oldu bizim topraklarda... Tarihe not düşmeliydim; çünkü hakikati başka kalıplara sokarak tanınmaz hale getirmeye çalışıyorlardı. Yapılması gereke- ni yapmalıydım, hoşa gideni değil...
... "Hoca lastik gibidir. Basıyorsun, yamyassı oluyor. Ezdim sanıyorsun. Bıraktığın zaman eski haline geliveriyor!"
"Bir inanç için acı çekmek, o inanç ugruna zulüm etmekten bin kez iyidir."
Sayfa 13 - KırmızıkediKitabı okudu
Reklam
Bir inanç için acı çekmek, o inanç uğruna zulüm etmekten bin kez iyidir.
Sayfa 13 - TolstoyKitabı okudu
Erbakan'ın Konya'daki destekçilerinden biri de şehre girip propaganda çalışmalarına katılan yazar-şair Necip Fazıl Kısakürek'ti.
Bir kere Kral Faysal 1970'lerin başında ABD'ye karşı çıkacak oldu, Araplara " Batı bizim petrolümüzü sömürüyor, birlikte olalım" çağrısı yaptı. Bu çağrıyı canıyla ödedi,CIA'nın suikastına maruz kaldı. Böylece Suudiler derslerini alıverdi!
Sayfa 302Kitabı okudu
İstanbul Teknik Üniversitesi'nin 1947-1948 mezunlarını ta­nıtan "Arı" adlı albümde arkadaşları takma ismiyle "Derya Necmettin"i şöyle tanımladı: "Sofudur, dindardır, çalışkandır. Hayatının yarısını namaz, yarısını da projeleri işgal eder. Sınıfının yarısını kendisi, yarı­sını da arkadaşları işgal eder. Proje ve raporları, Saatli Maarif Takvimi nükteleri gibi geniş izahlıdır. Herkesin bir sayfada bi­tirdiği mevzuyu, o kırk sayfada hülasa eder. Kendisine cıvata nedir, diye sorarsanız izaha, demir filizlerinin naklinden başlar ve o kadar uzun anlatır ki nihayet namaz vakti gelir, gider na­mazını kılar gelir ve kaldığı yerden anlatmaya devam eder."
Sayfa 20 - Kırmızı KediKitabı okudu
Reklam
Din yobazlarının 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Madımak Oteli'nde 33'ü aydın, 37 kişiyi öldürüdüğü davada, RP grup başkan Başkanvekili Genel başkan yardımcısı Şevket Kazan, Erbakan'ın emriyle sanıkların avukatlığını üstlendi...
Sohbetlerde harem-selamlık oturuldu; Erbakan Hoca'nın söyledikleri duyulsun diye bir başka odada oturan hanımların oda kapısı açık bırakıldı.
Bir inanç için acı çekmek, o inanç uğruna zulüm etmekten bin kez iyidir.
Bürokrat çocuğu Necmettin, köylü çocuğu Süleyman'ı ( Demirel) üniversite yıllarında hep hor görmüştü. Necmettin, aradan bunca yıl geçmesine rağmen, dost sohbetlerinde sınıf arkadaşı Süleyman için hala "O koya çekerek sınıf geçerdi" diyordu...
28 Şubat Sonrası
Bu arada parti içinde "Yenilikçiler" ile "Gelenekçiler" ayrışması uzun süredir biliniyordu. Ayrışma somut olarak bu dönemde ortaya çıktı. Hem Abdullah Gül hem de Tayyip Erdoğan, Erbakan'ın geri çekilmemesi, askerle mücadele etmesi gerektiğini düşünüyordu. Bunu Erbakan'a da ifade ettiler. Ancak Erbakan, Adnan Menderes'in asılmasını hatırlatarak karşı çıktı. Sabır istedi. Zaman sorunları çözerdi. İlk tepkilerin bu derece aşırı olmasını anlamak gerektiğini ama zamanla bunların törpüleneceğini söylüyordu. 28 Şubat'ın ardından öyle bir süreç başladı ki, adeta Erbakan Türkiye'nin başbakanı değildi. Ordu, Erbakan'ı yok sayıyordu. ...
Sayfa 256 - KırmızıkediKitabı okudu
Resim