Sevdiğin insanı savaşta kaybetmek acı olabilirdi ama askerlerini önemsemeyip hayatta kalmaları için gerekeni yapmadan savaşa gönderen bir lider yüzünden kaybetmek çok başka bir şeydi.
Birkaç hafta geçmişti, kasabaya asılan afişler giderek çoğalıyordu. Birinde, 'Tüm Almanlar, Halkın Alıcısı'nı dinleyecek,' yazarken, bir diğerinde Hitler'in fotoğrafı vardı. Omuzları dik, tek eli belinde, üzerinde yazan yazıya baķıyordu. 'Tek halk, tek imparatorluk, tek lider.' Fırınlara, kasaplara, kiliselere ve dükkanlara yeni afişler asılmıştı. Afişlerin üzerinde, yanında pembe yanaklı iki çocuk olan sarışın güzel bir çift vardı. Altında ise şu slogan yazıyordu, 'Irkınız, sağlığınız ve parti üyeliği için güzel evlilikler yapın!' Christine, her duvarda mutlu şekilde gülümseyen Aryan ırkı mensubu güzel aileyi görünce aklına Nazilerin son direktifi geldi: Yasaklanan bebek isimleri. Bir sonraki ne olacaktı? Alman vatandaşlarına ne yiyip ne giyeceklerini de söyleyecekler miydi?
O zavallı askere ne olmuştu? Ceketinin kolları ya da pantolonu gibi o da paramparça olmuş muydu? Hayatta mıydı? Annesi, kız kardeşi, karısı ona ne olduğunu biliyor muydu?