Öncelikle kitap 334 sayfa olsa da bunun 169 sayfası kaynakçadan oluşuyor. Şaşırmamanız için incelemeye bu nüansla başlamak istedim.
Yıllarca kadın ve erkek arasındaki anlam farklılıkları üzerine yazıldı, çizildi. Erkekler duygusuz, kadınlar da abartı derecede duygusallıkla etiketlendi.
Elbette durum, yaşanılan tecrübeler, yaşanan hayat hikayesi insanları farklı şekillerde etkileyecek ve şekillendirecektir, bu işin psikolojik kısmı. Bu kitap bu işin biyolojik kısmıyla ilgileniyor. Hormonlar ve etkileri!
Erkek ve kadınları farklılaştıran bu hormonlar olay ve durumlara da başka açılardan bakmaya ve tepki vermeye neden oluyor. Erkeklik hormonları “hayatta kalmayı” kadınlık hormonlarından daha başka şekilde anlamlandırıyor. Bu da iki cinsin beraberken hayatta kalma şekillerinin çatışmasına sebep oluyor. Sonuç olarak çiftler arasında da “beni hiç anlamıyor ya da seni hiç anlayamıyorum” serzenişlerine sebep oluyor.
Dünya üzerinden kadını veya erkeği silemeyeceğimize göre, işe birbirimizin hormonlarının bize neler yaptırdığını anlamakla başlayabiliriz. Bu kitap bunun için yol gösterici olacaktır. Sonuçta tek iletişimde olduğumuz erkek hayatımızdaki sevgili veya eşimiz değil. Bunlar Oğlumuz, babamız, kardeşimiz, dayımız, amcamız vb. olabilir. Bir yerden başlamak lazım.
Kadınlar erkeklerin bakış açısını görebilmek için, erkeklerde kendilerini daha iyi anlamlandırabilmek için bu kitabı okuyabilirler.
Kitapta güzel, akıcı ve anlaşılabilir bir dil kullanılmış. Erkekler çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık başlıkları altında da kategorilendirilmiş. Daha ne olsun?!
Keyifli okumalar.
