Erkek Olmanın Tehlikeleri

Herb Goldberg
Erkeğin, bilinçaltında, kadınsız yaşayamayacağından korktuğuna inanıyorum. Kadınına karşı geliştirdiği güçlü bağlanmanın dışında çoğu kez yalıtılmış, yabancılaşmış bir insandır
Sayfa 30
Kadınlık ve Erkekliğin akışlanlığı.
"Geleneksel kadın ve erkek davranışında ve rol tanımları arasında rahatlıkla gidip gelebilen kadının akışkanlığından erkek yoksundur. Kadın, bir eş olabilir, anne olabilir ya da bir şirket yöneticisi olabilir. Tipik kadınsı bir tarzda veya erkeksi tarzda giyinebilir. Örgü veya yemek gibi 'kadınsı' ilgilere sahip olduğu için sevilir, ya da 'erkeksi' işlerde erkeğin uğraşlarını paylaştığı zaman hayranlık uyandırır. Bu onu, 'bir erkeğin kadını' yapacaktır. Cinsel açıdan girişken veya pasif olabilir. Buna karşılık erkek, katı bir şekilde erkeksi tutumun tutsağı olmuştur ve bu tutumdan saptığı zaman açık veya örtülü birçok yoldan ağır bir şekilde cezalandırılmaktadır."
Reklam
Kadında ve Erkekte bağımlılık.
"Yaygın bir kültürel mite göre kadın - erkek ilişkisinde kadın daha bağımlıdır. Erkeğin coşkusal açıdan sığ olduğu ve bir kadınla derin, yakın bir duygusal ilişki kuramadığı söylenir. Ne var ki klinik deneyimleri, bu 'sığlığın' erkek tarafından kendi duyarlığını ortaya vurmaktan kaçınmak için kullanılan bir özkoruyucu araç olduğunu düşündürmektedir. Yani, erkek, kadına yönelik yakınlık duyğusuna ve bağımlılığa direnir çünkü kadın bir kere bilinçaltı savunmasını aştığı an, erkek, derin ve neredeyse tam bağımlılık derecesinde kadına bağlanır. Özellikle ilk evliliklerde birçok erkek bilinçsizce, anneleriyle olan türden ilkel bir bağımlılık ilişkisi aramakta ve beklenmedik bir şekilde memeden kesilen be bek gibi, bu rahatlık kaynağından olunca öfkeye kapılmakta ve umutsuzluğa gömülmektedir."
Hâl buyken hadi evlen ;) :) :(
601 çift üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, "Eşinizi seviyor musunuz?" sorusuna sadece yüzde 11'i duraksamaksızın "Evet" diyebilmiştir.2
Sayfa 178 - ÖTEKİ Açı yayıncılığın kuruluşudur Baskı Ankara 1992 Çeviri : Selçuk BudakKitabı okudu
Kadınlar haklı olarak bir kalıba dökülmeyi ve cinsel nesne olmayı reddetmişlerdir.
Sayfa 17 - ÖTEKİ ; Açı yayıncılığın kuruluşudur Baskı Ankara 1992 Çeviri : Selçuk BudakKitabı okudu
Uyuyan gözlerimi okumaya zorlamayım ;)
Yorgun bir atı kamçılar gibi yıpranan bedeninizi harekete zorlamayın.
Sayfa 145 - ÖTEKİ Açı yayıncılığın kuruluşudur Baskı Ankara 1992 Çeviri : Selçuk BudakKitabı okudu
Reklam
Vah mı desem oh mu desem ?
Boşanan erkeğin en büyük trajedisi, birçok durumda, başladığı yere dönmesi, hatta daha da kötüye gitmesidir. Kurmak için yıllarını harcadığı hemen her şeyden vazgeçmeye zorlanabilir. Boşanan bir erkeğin de dile getirdiği gibi: "Çırılçıplak kaldım. On beş yıl boyunca oluşturduğum her şey uçup gitti." Bir memur, yirmi yıllık evlilikten sonra boşandığı zaman elinde kalan tek şeyin arabası ve elbiseleri olduğunu söyledi. "Yirmi yıldır uğruna çalıştığım her şeyi kaybetmiş de olsam, en azından artık bir köle değilim" diyerek durumunu ussallaştırıyordu. Boşanan çocuklu erkek, evini, evinde sevdiği birçok şeyi, mal varlıklarının büyük bir bölümünü ve gelirinin önemli bir dilimini kaybeder ve evli bir çiftken edindiği arkadaşlarının çoğuna yabancılaşabilir. Ve hemen olmasa bile uzun vadede, ortalıkta görünmeyen bir baba olmasının kaçınılmaz.sonucu olarak özünde çocuklarını kaybedebilir.
Sayfa 208 - ÖTEKİ ; Açı yayıncılığın kuruluşudur ; Baskı Ankara 1992 Çeviri : Selçuk BudakKitabı okudu
Diğer birçok erkek gibi, Richard da bir zombiydi, günışığında uyur gezerdi. Daha da kötüsü, son derece "başarılı " bir zombiydi.
Sayfa 17 - ÖTEKİ " Açı yayıncılığın kuruluşudur " Baskı Ankara 1992 Çeviri : Selçuk BudakKitabı okudu
Kırdı kabuğunu
Erkeğin, kendi sezgisel içsel mesajlarını dinlemeyi ve saygıyla karşılamayı öğrenme mücadelesi, en büyük meydan okumadır. Dışsal toplumsal koşullandırma öylesine güçlüdür ki, erkeğin kendinin farkında olma yetisini yok etmiştir. Buna karşılık duygularını her inkâr edişi, her düzmece tepkisi, her yapay ilgisi ve suçlulukla veya aferinle güdülenen
Sayfa 228 - ÖTEKİ Açı yayıncılığın kuruluşudur Baskı Ankara 1992 Çeviri Selçuk BudakbKitabı okudu
Erkek olma ile mantıklı, analitik ve bilimsel olma arasındaki bağ, erkeğin, "usdışı" olan, yani somut bir şekilde görülmeyen yada bilimsel kanıta açık olmayan şeylerden korkmasına neden olur.
Sayfa 80 - ÖTEKİ Açı yayıncılığın kuruluşudur Baskı Ankara 1992 Çeviri : Selçuk BudakKitabı okudu
Reklam
İşte bu ya beklenen, olması gereken (Son )
Özgür erkek, katı rollerle, birbirinin tekrarı ve eştipik olan tepkilerle sonuçlanan beklentilerle yaşamak yerine kendi eşsiz ve bireysel ritmiyle giderek artan ölçüde uyum içinde kendi tumel benligini tekrar kazanacaktır. Bu nedenle bir anlamda kestirilemez bir insan olacaktır, çünkü tepkilerinin dışsal baskılarla programlanmasına izin vermeyecek, bunun yerine içsel mesajlarını dinleyecektir. Bazen aktif, bazen pasif, bazen sosyal, bazen içe kapanık, bazen cinsel açıdan iştahlı, bazen isteksiz, bazen bağımlı, bağımsız olacaktır. Başka bir deyişle, ritmi ve davranışları değişken olacaktır. Sorumluluk duygusuyla bir başkasının ihtiyaçlarını karşılaması gerektiğine inandığı zaman, bunu, rol davranışıyla kendi gerçek benliği arasındaki ayrımın sürekli olarak bilincinde olmasını sağlayacak bir bilinçle ve arzuyla yapacaktır. Özgür erkek, gelişme, tümel ve akışkan ve tam anlamıyla sağlıklı ve mutlu olma hakkını ve ihtiyacını sürekli olarak olumlayacaktır. Benliğinin bütün boyutlarını gücünü ve zayıflığını, başarılarını ve başarısızlıklarını, duyusallığını, erkellere ve kadınlara yönelik sevecen ve sadık tepkilerini sevinçle karşılayacaktır. Yol boyunca kendi duruşlarını beliryerek ve eşsiz ve her an gelişen tümel kişiliğini ortaya vurarak kendi kişisel gelişim rotasını izleyecektir.
Sayfa 228 - ÖTEKİ Açı yayıncılığın kuruluşudur Baskı Ankara 1992 Çeviri Selçuk BudakbKitabı okudu
Erkeklerin çoğu koşum takımları içinde yaşamaktadır.
Sayfa 15 - ÖTEKİ " Açı yayıncılığın kuruluşudur " Baskı Ankara 1992 Çeviri : Selçuk BudakKitabı okudu
Yaşlanmaksa, ölmek vay be...
"Kıdemli vatandaşlığa yaklaşan şaşırtıcı sayıda erkek, emekliliğe gömülmektense ölmeyi tercih ettiğini söylemektedir."
Sayfa 18 - ÖTEKİ ; Açı yayıncılığın kuruluşudur; Baskı Ankara 1992 Çeviri : Selçuk BudakKitabı okudu
Erkeğin, evliliğe ve "kısıtlamaya" karşı güçlü bir direnmeye sahip olduğuna ilişkin eştipik görüşün tersine, bir kadınla sevgi dolu, yakın ve başkalarını dışlayıcı ilişki kurma özlemi çok güçlüdür. Erkekler, her zamankinden daha erken olmasa bile, genç yaşta evlenmektedir. Boşanan erkekler, boşanan kadınlara oranla anlamlı ölçüde daha kısa bir süre içinde tekrar evlenme eğilimi göstermektedir. Kültürümüzde, rekabetçiliğe ve kadınlarla cinsel amaçlar için kullanıcı ilişkiler kurmaya güçü bir şekilde koşullandırılmış olması nedeniyle kendine ve diger erkeklere yabancılaşan erkekte, seven, anlayan ve onu ihtiyaçları olan bir insan olarak kabul edecek özel bir kadın özlemi özellikle yoğundur. Yine de evlilikte birşeyler yolunda gitmiyor. Insanı ürperten boşanma istatistikleri, hemen herkesin yakından bildiği sıradan şeylerdir. Yaşam boyunca evli kalmayı başaran evli çiftler. çocuklarının "Evlilikte ve ebevyenlikte taraflar olarak, hayatınız bir yalan. Kendinize ihanet ediyorsunuz, bize ihanet ediyorsu nuz. Ailemiz trajik bir başarısızlık" eleştirisiyle karşı karşıya kalabilmektedir.
Sayfa 178 - ÖTEKİ Açı yayıncılığın kuruluşudur Baskı Ankara 1992 Çeviri : Selçuk BudakKitabı okudu
Resim