"İçimde bir şeyler öldü," diyor. "Ölmesi uzun sürdü ama sonunda öldü işte. Sen her şeyi öldürdün, tıpkı bir balta alıp kesmişsin gibi. Her şey kirlendi artık."
"Birileriyle konuşmak istersen sana bir psikiyatrist ayarlayabilirim."
"Sağ ol," dedi. "Buna ihtiyacım yok. Birisiyle konuşacağım zaman bunu gerçekten istediğim için yaparım, laf olsun diye değil."
Nelere ihtiyaç duyduğunu biliyordum: basit duygulara, basit sözcüklere. Suskunluğun kendiliğinden ve durgundu, bulutların ve
bitkilerin suskunluğu gibi. Her suskunluk bir gizemin kabulüdür. Sende gizemli görünen pek çok şey vardı.