öncelikle yavuz bahadıroğlu'nun okuduğum ilk kitabı.
normalde tarih okumayı sevmeyen biri olarak kitabı çok sevdim,hiçbir şekilde sıkılmadım okurken adeta dizi tadında çok güzel bir kitaptı.
gündüz bey'in merhameti,adaleti,hoşgörüsü,saygınlığı,otoritesi her şey olabildiğine samimi anlatılmıştı.ertuğrul'un zekası,hani asker olunmaz doğulur derler ya tam olarak o şekilde bir karakter olduğunu düşünüyorum!
kayı boyu için şöyle bir benzetme yapabiliriz ;
ufak bir kar topunu daha büyük bir kar topu yapmak için uğraşırsınız tabii ki ilk başlarda istediğiniz güzellikte olmaz ama yılmayıp onu büyütmeyi devam ettirdiğiniz zaman ortaya çok güzel bir şey çıkar tam olarak kayı boyu da bu şekilde. önlerine çıkan onca talihsizlikten sonra yılmayıp kendi vatanları için savaştılar moğola,ihanete rağmen...
*Adı: kayı han hoyu...
malazgirt zaferi’nden sonra anadolu’ya akan yüzlerce boydan sadece biri...
öylesine küçük ki, göç kollarının içinde yitip gitmiş gibi...
küçük, ama inançlı; dünya ötesi ebedî emelleri ve idealleri var. dünya ötesi ebedî emelleri ve idealleri olduğu içindir ki, anadolu topraklarında yeniden dirilişi sadece o gerçekleştirebiliyor.
vuslatın ilk durağı söğüt...
vuruşa-barışa söğüt’e gelip yerleşen kayı janlılar, göçlerle örülen emellerini besleyip devletleştirecek, oradan bizans’a uzanarak peygamber müjdesine ulaşacaktır.
bu muhteşem bir oluşun hikâyesidir. hedefini iyi tespit etmiş ve kendisini hedefe kilitlemiş toplumların neler yapabileceğine kayı han boyu’nun yaptıkları şahittir.