Bu metin Kürtçe dilinden otomatik olarak çevirilmiştir. Orjinali Göster
Kırk gün kırk gece gök yarıldı
tufanın öfkesinden yerin nalenala'sı olur
Her şey Tanrı'nın gazabıyla yok edildi
bir gemi hariç
su ve gökyüzü arasında
yavaş hareket ediyor...
ve beş aylık kitlenin ardından
Cudi'de hayattan önce demiri atın...
bir grup güvercin uçtu
Gözlerinde çok umut var
bir süre geçti ama dönmediler
herkes derin şüphe içindeydi
Ve onların peşinden gittiler
Yakın ve uzaklara seyahat edin
Afrin'de şunu gördüler.
Kırık zeytin dalları üzerinde ağlayan,
Barış ağaçları savaşın zehiriyle zehirlendi.
kalp kırıcı
Vicdanı parçalanıyordu
ve bağırdılar, çığlık attılar,
Cennet ülkesi siyah kartpostallarla parlıyor
zeytin dalında
Birkaç güvercinin kanatları kırıldı
Afrin dağlarında bazı güvercinler telef oldu
O Tanrım;
Halkların arasındaki tufan ne zaman sona erecek?
Bu metin Kürtçe dilinden otomatik olarak çevirilmiştir. Orjinali Göster
Eğer bir gün bir şeyi öldürürsem
Sessiz olacak
Çalmayın, hile yapmayın
Bir kütle alanında
veya işlek bir caddede
Yüzleşin, tesadüfen değil
İsmiyle değil erdemiyle
Aynı olmadığını biliyorum
bilmiyorum
çok var
En güçlüye gideceğim
Ve boğazının düğümlenmesiyle ağladım
ve öldür ve öldür ve öldür!
Zayıf sözlerin melodisiyle bile
kapa çeneni!
Durmuyorum, kalabalığa karışacağım
Ve son sesime kadar bağır
Ben sessizliğin katiliyim
Sizler benim ortaklarımsınız!
Bu metin Kürtçe dilinden otomatik olarak çevirilmiştir. Orjinali Göster
Halkıma ne kadar benziyorsun
Cesursun, cesursun, savaşçısın
Ama bilmiyorsun
Dört yanınız açık
Onlar efendidirler ve sadıktırlar
Ama nasıl bildin?
Halkıma ne kadar benziyorsun
Dağınızın bir yerinde, dağın diğer yerinde
esaret yine senin kaderin
Göğsün geniş, tırnakların kırmızı
sen her zaman ribati için savaşıyorsun
ama halkının yanında olanlarla değil
Tu dizanî?
Bi kul, bi elem,
û bi keder
çend dayîk, pîr û kal bûn
bi hesreta rojên bêşer
xewnên wan jî newayên azadiyê şêrîntirîn
xeyalên wan jî bihuştê xweştirin
lê tev xembar û dilbirîn
ew dayîkên ku,
tu rojên xweş nedîtine!