Gerçek Bir Esaret Hikayesi

Esir

Adem Özköse
“ Allah ,hakkımızda neyi takdir ettiyse o olacaktı. Teslimiyet öyle güzel bir duyguydu ki…”
“ Huzur mu istiyorsun; az eşya, az insan.”
Reklam
“ Zihnim bir kez daha yegâne güç sahibinin Allah olduğunu tasdik ediyordu.”
“ Bu belirsizlik zannımca ölümden daha beterdi.”
“Hayatımızdaki en güzel şeylerin kıymetini ne yazık ki onları kaybettiğimizde anlıyorduk.”
“ Şüphesiz her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle birlikte bir kolaylık vardır”
İnşirah SuresiKitabı okudu
Reklam
“ Öylesine güzel bekleyişler varken, umutlar yitirilir mi hiç?”
“ Hayatın gayesinin iyi bir insan olma çabası olduğunu artık daha iyi anlıyordum.”
“ Allah’ın kelamı ile aydınlanan günleri karartmaya güç yetirebilir mi hiç?”
“ Kafamızda birçok senaryo dolaşıyordu. Fakat sonra şunu anladım ki en güzel senaryoyu Allah yazıyor.”
Reklam
“ Yol alırken belki bazen düşecek, hatalar yapacaktık. Fakat asıl mesele düşmek değil ; düştükten sonra kalkmayı başarmaktı”
Bir mazlumu savunurken asla onun dinine, milletine , düşüncesine bakmamalıydı. Işte bunu başarabildiğimiz andan itibaren gerçek manada insan olacaktık.
“ İnsan çoğu zaman başına gelen en şiddetli zorluklara karşı sabreder. Fakat en ağırı sevdiklerinin özlemiyle yorulmaktır.”
"Suriyelileri dinlemeden, yaşadıkları acıları bilmeden haklarında yapılan değerlendirmeler bana son derece acımasız, ruhsuz ve anlamsız geliyordu."
Şu an yaşamak için ölüyoruz. İnsan eğer özgür değilse zaten ölüdür.
Sayfa 50