"Ne var ki her şey ancak birkaç defa oluyor, hatta çok seyrek. Çocukluğunun bir öğle sonrasını kaç kez anımsarsın? O öğle sonrası, benliğinde büyük iz bırakmış, benliğinin ayrılmaz bir parçası olmuş, onsuz olamayacağına inanmış olsan bile. Belki dört- beş kez daha. Belki o kadar bile değil. Dolunayın doğuşunu daha kaç kez seyredeceksin? Belki yirmi. Buna karşın, hepsi insana sınırsız gibi gözüküyor."