İlber Ortaylı gibi bir değere sahip olduğumuz için çok şanslıyız.
Daha önce İlber Ortaylı Seyahatnamesi adlı kitabını okudum. Ülke ülke gezmiştim O'nunla. Zira gezdiği yerleri o kadar güzel ifade ediyor ki sanki onunla birlikte geziyormuşum gibi bir hava uyandırıyor. Bu kitabında gezmekten ziyade gittiği ülkelerin coğrafi, tarihi, mimari, edebi, sanatsal ve siyasi yönlerini ele alıyor. Ara ara Türkiye ile ilişkilerini de dile getiriyor. Mini bir ülkeler tarihi kitabı diyebiliriz. Herkesin işine yarayabilecek, detaydan uzak kısa ve net bilgilerle donatılmış. Hani deriz ya, şu konuyla ilgili şöyle bir şey duymuştum, diye; tam o konuları tatmin edecek şekilde hazırlanmış bir eser.
İlber Ortaylı sadece gezmiyor, gezerken görüyor, gördüğünü inceliyor, incelediğini yazıyor, yazdığını da yorumluyor ve diğer gördükleri ile karşılaştırıyor. İlber Hoca'nın anlattığı ve şöyle şöyle gezilir, dediği şekilde Batum'u ve Tiflis'i gezebildim yurtdışında. Gerçekten de bu tarifin gezilere ne kadar olumlu katkılarının olduğunu gördüm. Nar Ağacı'nı yazan Nazan Bekiroğlu'nun mekanlarının Gürcistan ayağını görmüştüm. Bilinçli olarak bir şeyleri gördüğümüz zaman olayların ehemmiyeti ve olaylara bakış açımız değişiyor. Sadece yurt dışını değil yurt içini de bu şekilde gezip görmemiz lazım.
İlber Ortaylı'nın bilgisine, Nazan Bekiroğlu'nun nahifliğine, İskender Pala'nın çalışmalarına, Orhan Kemal'in doğallığına sahip olmak isterdim...
İlber Ortaylı bunu seyahatnamelerinde mükemmel bir şekilde yapıyor..
Yine müthiş bir kitabını okudum, aynı zamanda elimde gezdirdim. İçerisinden notlar alacağınız, farklı bilgiler öğrenebileceğiniz bir başucu kitabı. İlber Hoca tarih ve dillerle
