Eğer insanlar korku sahibi olmayı kısa bir süre içinde öğreniyorlarsa başka bir şeyi öğrenmeleri de çok zaman almamalıdır, bu yüzden benim tercihim her zaman bir şeyi yapmanın hızlı bir yolunu bulmak üzere başka bir yaklaşım kullanmak olmuştur.
Bütün bu kişiler bana öykülerini anlattıkları sırada belli ortak noktaları da benimle paylaştılar. Bu noktalardan biri şuydu, hayatlarının bir aşamasında o kadar bıkmış ve usanmış bir hale gelmişlerdi ki onları korkutan şeyi düşünmeyi bırakıp korkmuş durumdaki kendilerine bakmaya başlıyorlardı, "Bu gerçekten çok aptalca" diye düşünmeye başlıyorlardı. Tüm bu insanların ortak noktası olan bu tür elementler bana ilk 'fobi tefavisi' geliştirme fırsatı verdi. Bu aslında bir 'tedavi' değil daha çok bir 'ders' gibidir.