Rıza, Bülent, Numan, üçlüsü arasında bol sigaralı bol kahvaltılı bol çaylı bir roman. Hiç sigara içmeyen biri olarak bu kadar çok sigara içilen bir roman olması pek sevdiğim bir şey olmadı birde içenlerin öğretmen olması daha kötü.
Neyse gel gelelim hikayeye; kumar nedir bilmeyen babasının aniden kumarda yüklü bir borç batağının içene girmesiyle hayatı tepe taklak olan, nişanlısından ayrılmayan ama ayrılır gibi olan hayatın çıkmazından kurtulmak için tayin isteyen Rıza nın yeni kiraladığı evde Bülent, Numan ve Selim ile yaşadıkları hayalet hikayesi mi acaba :)
Tamam başta hayalet hikayesi gibi görünen ama sonradan değme mission impossible durumlarını aratmayan bir kurmacanın, ali cengiz oyununun içerisine düşen Rıza nın hikayesi.
Dilek bu kadar kurguyu nasıl yapmış, Tamam Rıza' nın arkadaşlarını ayarlarsın etrafını ayarlarsın da bu nedir arkadaş adamın tayinini ayarla taşınacağı evi ayarla ev sahibini, emlakçıyı, ev sahibinin özel hikayesindeki kişileri ayarla yok artık ebesinin örgü şişi diyesi geliyor insanın. Üstelik bunları ne için ayarlıyor tabiiki daha iyi bir dünya için, çocukların aç kalmaması, hastalıkların son bulması için değil kendine eksantrik ötesi bir düğün ayarlamak için. Rıza kardeşim benden söylemesi arkana bakmadan kaç dönme sakın, bugün sırf evlilik töreni için bu aksiyonu yapan eşin yarın senin hayat sigortan dan paraları almak için ne ölümler planlamaz :)
Keşke gerçek bir hayalet hikayesi çıksaydı da son böyle olmasaydı, yinede okuması zevkli 10 üzerinden 7.
