Her insanoğluna büyük bir acı verilmiş, annesinin göğsünden kopup herkesin annesi olana döneceği güne kadar her Ademoğlu ağır bir boyunduruk taşımaya zorunlu kılınmıştır. Onların düşünceleri ve yüreklerinin titremesi ölüm gününün beklentisini dile getirir. İnsanoğlu yatağında dinlenirken bile gece uykusu onun düşüncelerini rahatsız eder pek az dinlenebilir ve bu bir işe yaramaz; uykusunda da gündüz gibi yorulur, çünkü yüreğinin savaştan kaçan birinin görüntüsüne bürünmesi onu altüst eder.
(Siracide)
Ama ben gerçeği istiyordum. Yaşamımın gerçeğini yaşamımın içindeki gerçeği istiyordum. Tüm öteki yaşamların da gerçeğini anlamama sağlayacak bir gerçek istiyordum.
Varoluşun içerisinde büyük bir gizemin bulunduğunu duyumsuyordum. Ve kimsenin bu gizemden haberi olmadığı besbelliydi. Bu gizemi algılıyor olmak beni olağanüstü biçimde kırılgan kılıyordu.