Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden Seçmeler 1. Cilt

Evliya Çelebi

Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden Seçmeler 1. Cilt Sözleri ve Alıntıları

Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden Seçmeler 1. Cilt sözleri ve alıntılarını, Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden Seçmeler 1. Cilt kitap alıntılarını, Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nden Seçmeler 1. Cilt en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Büyük İskender
Adem'in yeryüzüne inişinden 5075 sene sonra yeryüzünde Büyük İskender cihangir kral olup bütün krallar kendine itaat ettiler
İstanbul Beşiktaş adını nasıl almış?
Eski zamanda bu şehir kefere elinde iken ismine "Kuna Petro" derlerdi. Yani "Taş beşik" demektir. Sebebi odur ki bu şehir zemini ormanlık ve ağaçlık iken Yaşka adında bir rahip burada büyük bir kilise yapar. Anılan rahip, Kudüs-i Şerifte Hz. Isa'nın doğduğu Beytüllahm adlı yerden Hz. İsa’nın bebekliğinde ilk defa yıkandığı taş tekneyi getirip bu Beşiktaş'taki kilisesine koyduğundan Rum dilinde Beşiktaş ismiyle meşhur ve mamur olmuştur. Bu rahip öldükten sonra anılan taş beşiği Herakloğlu İlya adlı kral Ayasofya Kilisesi'nin sağ tarafındaki kata koymuştur ki hâlâ ziyaret yeridir. Hâlâ onun için Müslümanların dilinde bu şehre Beşiktaş derler.
Reklam
Seyehatnamede Pozantin'in (İstanbulun 5. kurucusu) Ölümünden Sonra Olanlar
O sene yine büyük bir depremle İstanbul yıkıldı. Ancak Hz. Süleyman'ın yaptığı köşk ve Ayasofya Camii yerindeki Hz. Süleyman mabedi kalıp 70 sene harap ve yıkık olarak yılan, çıyan, baykuş ve yarasa mekanı oldu.
Ayasofya'nın Yapımı
Önce yere büyük çukur temel açıp tam bir ay temeline has kurşunu eritip büyük nehir gibi akıtıp önce yere kurşun temel bıraktılar. Onun üzerine bin bir yüksek sütunlar üzere kemerler ve tonoz kubbeler inşa ettiler ki altı su sarnıcı olup rahmet suyu ile dopdolu ola ve İstanbul'da büyük depremler olduğundan bütün binaların temelini boş edip depremden emin olmak düşüncesiyle Ayasofya'nın en alt katını sarnıç ettiler. Hâlâ Kırk çeşme suyu ile doludur. Bazı yerlerini tamir ve yaralanan yerlerini gözetmek için Ayasofya altında kayıklar vardır.
Karadeniz Balıkları
Kızıldeniz ki Süveyş denizidir, Allah korusun yılan zehridir. FakatKaradeniz'in balıkları kadar bir denizin balığı lezzetli değildir. Özellikle İstanbul boğazlarında olan balıklar sanki Musa sofrasıdır.
Ayasofya'nın Yapımı-II
Sonra dört tarafının duvarlarının yapımına başlayıp somaki, zenburî, ruhamî ve sarı ve beyaz cilâlı yüksek mermer direkler üzere dört kat kemerler üzerinde bir kubbe, mavi kurşun ile örtülü mamur bir kubbe yaptılar. Kıble tarafında yarım kubbe içre yine yarım kubbede mihrap konulmuştur. Kıble kapısı üzerine de yarım kubbeler yapılmıştır. İnşallah camiler anlatılırken ayrıntılarıyla yazılır
Reklam
Bunlar anlar kim gelüp gittiler Gelüb de iş bu fenada nittiler Geldiler ve gittiler ve yittiler Akıbet dar-ı Bekaya gittiler
Derhal camiinin kapısı açılıp pür-silah asker ile nurlu camiin içi nurlu kalabalık cemaatle doldu ve sabah namazının sünnetini kılıp salavat-şerifiye meşgul oldular. Meğer hakir minber dibinde oturup bu nurlu güzel yüzlü cemaati seyretmede hayran oldum. Hemen yanımda olan cana bakıp, "Benim sultanım, mübarek zatınız kimdir?, mübarek isminizi bize ihsan buyurunuz." dedim. O zat "Aşere-i Mübeşşere'den kemankeşlerin piri Ebi Vakkas oğlu Sa'd'ım" deyince mübarek elini öptüm. "Ya sultanım, bu sağ tarafta nura gark olmuş güzel kalabalık kimlerdir?" dedim, "Onların hepsi peygamberin ruhlarıdır...
İstanbul'un birinci kurucusu Hz Süleyman’dır
İkinci kurucu: Hz. Süleyman oğlu Melik Rac'im, Yunanlılara padişah olup İstanbul'da babası Hz. Süleyman'ın yapıları üzere nice yapılar daha ekleyerek imar etti. Burayı taht merkezi edinip Hz. Süleyman dini üzere 240 yıl meliklik etti. İshak oğlu Muhammed'e göre bu Hz. Süleyman oğlu Melik Rac'im'den Peygamber Efendimizin doğumuna kadar 1600 sene geçmiştir. Sonunda bu da ahirete göçünce Kudüs-i Şerif yakınında Hz. İsa'nın doğum yeri olan Beytüllahm yanında büyük bir mağara içine defnedildi.
Sayfa 8 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
İstanbul'un 27 adet kapılarının araları ne kadar adımdır onu bildirir Önce, Yedikule köşkü deniz kıyısmdadır. Ondan hendek ke- narınca Yedikule kapısına kadar 1.000 adımdır. Sonra Silivrikapısı 2.010 adımdır. Sonra Yenikapı 1.000 adımdır. Sonra Topkapı 2.900 adımdır. Sonra Edirnekapı 1.000 adımdır. Sonra Eğrikapı 900 adımdır. Bu altı adet
Reklam
Her dilde İstanbul isimlerini bildirir İstanbul Kalesi'nin ilk ismi Latin dilinde Makedonya'dır. Sonra Yanko yaptığı için Süryânî dilinde Yankoviçe dediler. Sonra İskender yaptığı için İbrî dilinde Aleksandıra dediler. Bir zaman Sırpça Pozanta dediler. Bir zaman Yahudi dilinde Vejendoniya dediler. Frenk dilinde Yağfuriye dediler. Dokuzuncu
Yedinci Tılsım : Yine Altımermer'de bir sütunun tepesinde Sokrat Hakim tunçtan bir horoz yapmıştı. Gece gündüz yirmi dört saatte birer kere kanat kakıp örtünce İstanbul'un bütün horozları öterlerdi. Halen İstanbul horozları diğer yerlerin horozlarından önce gece yarısı hal dili ile " Seher vaktidir, es-sela" diye gafilleri ve uyuyanları uyandırır.
Mükeyyifat ve Evliyâ
Evliyâ İstanbul'daki bütün meyhâneleri gezdiğini fakat ağzına bir damla keyif verici bir şey sürmediğini söyler ve bu cümlenin için bu keyif verici maddelerin bir listesini verir ki ilginçtir içinde kahve, çay, sahlep de vardır. Diğer içeceklerin çoğunun ne olduğu henüz meçhul yanılmıyorsam... "Hakîr bu kadar âlüfte ve âşüfteler ile
Özetle Seyahatname
Evliya Çelebi Seyahatnamesi, bir on yedinci yüzyıl klasiği olarak hem zevkle okunabilecek bir edebiyat eseri hem de tarih, dil, halkbilimi, sanat tarihi, topografya, dinler tarihi, tasavvuf tarihi ve yerel tarih araştırmacıları için karmak niteliği taşır. Asya, Avrupa ve Afrika’da gezip gördüğü yerler için yalnızca onun kullandığı bir dil ve bakış açısı ile tanıklık eden Evliya Çelebi, on ciltlik dev eserinin birinci cildiyle aynı zamanda ilk Türkçe “İstanbul ,Monografisini de yazmıştır. Adlarını vermiş olsa bile birçoğunu bugün bilemediğimiz pek çok kaynaktan derlediği mitoloji ve tarih karışımı bilgilerden saray hayatına; pek çok ünlünün kişisel tarihinden şehrin gündelik hayatına; şehrin etrafını çevreleyen surlardan her türlü mimari esere; kapılardan tepelere ve iskelelere; savaş ve barışta şehrin ve ordunun ihtiyaçlarını karşılayan yüzlerce esnaftan bahçe ve mesirelere; padişahlardan her sınıftan yönetici, bilim adamı ve ilginç tiplere; devletçe düzenlenen şenliklerden çok özel meclislerde yaşanan eğlencelere varıncaya kadar akla gelebilecek her şev bu ciltte anlatılmıştır. Günümüz Türkçesiyle ve iki kitap halinde sunulan Birinci Cilt ile okur, Evliya Çelebi’nin açtığı kapıdan uzun bir İstanbul gezisine burar ediliyor ve şehrin olanca gizemi ile ayrıntılı bir haritası çiziliyor.
Sayfa 417Kitabı okudu
Kara Konçoloz
Üçüncü cildden tavukların insana dönüşmesini anlatan hikâye... Sâdeleştirilmişi Hakîr Evliyâ'nın başından geçen O balkanda bütün hizmetçilerimle bir kefere hanesine konuk olup bir odada ateş kenarında gönül rahatlığıyla dururken onu gördüm, kapıdan içeri çirkin yüzlü yaşlı bir kadın saçlarını belik belik dağıtıp öfkeli bir şekilde içeri
79 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.