Kullanım Kılavuzu

Evrim

Francisco J. Ayala

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Gezegenler, dağlar, bitkiler ve hayvanların ilk yaratılışın ardından doğal süreçlerle ortaya çıktığını kabul ederken, dünyayı Tanrı'nın yarattığına inanmak da mümkündür. Ulusal Bilimler Akademisi'nin daha önce bahsettiğimiz "Evrimi ve Bilimin Doğasını Öğretmek" başlıklı belgede şöyle denir: judeo-Hristiyan dinlerinde birçok hişi, Tanrı'nın evrim süreciyle işlediğine inanır. Yani Tanrı hem durmadan değişen bir dünya hem de yaratıkların zaman içinde doğal çevredeki değişikliklere uyum sağlayabileceği bir mekanizma yaratmıştır. Teolojik dille ifade ettiğimizde, Tanrı ikincil nedenler üze rinden hareket edebilir. Keza, birey düzeyinde de, bir insan ana karnında tek bir hücreden geliştiğini reddetmeksizin Tanrı'nın yaratığı olduğuna inanabilir. lnanan kişiye göre, Tanrı'nın inayeti, kişisel hayatı ve dünya olaylarını doğal sebeplerle etkiler. Burada tekrar vurgulanması gereken nokta, bilimsel sonuçlar ve dini inançların farklı meselelerle ilgilendiği ve farklı bilgi alanla rına ait olduğudur, tezat içinde olmaları gerekmez.
Sayfa 213
İnsanların ve suda yaşamayan başka omurgalıların embriyolarında, solungaçlarla nefes almamalarına rağmen, solungaç yarıkları görülür. Bu yarıklar bütün omurgalıların embriyolarında bulunur, çünkü ortak ataları, bu yapıların ilk kez gelişmiş olduğu bir balıktır.
Sayfa 24 - Aylak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ulusal Bilimler Akademisi, 1998'de yayınlanmış Teaching Evolution and the Nature of Science (Bilimin Evrimini ve Doğasını Öğretmeh) adlı belgede şunları ileri sürüyordu: Din ve bilim, dünya hakkında farklı sorulara cevap verir. Evrenin bir amacı olup olmadığı ya da insan varoluşunun bir amacı olup olmadığı bilimin sorulan değildir ... Buna bağlı olarak, birçoh bilim insanı da dahil birçok kişi güçlü dini inanç/ara sahiptir ve aynı zamanda da evrimin gerçekleşti ğini kabul eder.
Sayfa 204
"Birçok mensubu vatanperverlik, sadakat, itaat, cesaret ve sempati ruhuna yüksek ölçüde sahip olduğundan, her zaman birbirine yardım etmeye ve ortak yarar için kendilerini feda etmeye hazır bir kabilenin diğer çoğu kabileye galebe çalacağına hiç kuşku yoktur; bu doğal seçilim olacaktır. Bütün devirlerde, dünyanın her yerinde kabileler başka kabilelerin yerini almıştır; bu başarılarının bir unsuru da ahlak olduğundan, ahlak standardı ve iyi donanımlı insanların sayısı her yerde artma ve yükselme eğilimi göstermiştir." -Charles Darwin (İlkel ve Medeni Devirlerde Entelektüel ve Ahlaki Melekelerin Gelişimi Üzerine)
Sayfa 188 - Aylak KitapKitabı okudu
İnsanlardaki solungaç yarıkları gibi, hiçbir zaman tam olarak gelişmemiş embriyonik kalıntılar, her tür hayvanda ortaktır. Ne var ki bazıları, yetişkinlerde evrimsel ataları yansıtan kalıntılar olarak varlıklarını sürdürür. İnsanlarda tanıdığımız kalıntı organlardan biri apandisittir. Bu solucana benzeyen yapı, kalın ve ince bağırsakların birleşme noktasında bulunan, ince bağırsağın körbağırsak denilen kısa bir bölümüne bağlıdır. İnsan apandisiti, tavşan ve başka otoburlar gibi memelilerde bulunan, geniş bir körbağırsakla apandisitin, bakterilerin yardımıyla sindirilmesi için sebze selülozunu depoladığı, tam anlamıyla gelişmiş bir organın işlevsiz bir kalıntısıdır. Kalıntılar, tasarımla yaratıma karşı kanıt oluşturan, ama doğal seçilimle evrimin sonucu olarak tam olarak anlaşılabilir olan kusurluluk örnekleridir.
Sayfa 25 - Aylak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.