Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Evrim Teorisi Felsefe ve Tanrı

Caner Taslaman

Evrim Teorisi Felsefe ve Tanrı Sözleri ve Alıntıları

Evrim Teorisi Felsefe ve Tanrı sözleri ve alıntılarını, Evrim Teorisi Felsefe ve Tanrı kitap alıntılarını, Evrim Teorisi Felsefe ve Tanrı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir teist, Atomcu kurama benzer şekilde mekanik yaklaşımla evreni açıklayabilir. Hem teist evrimciler hem de ateist evrimciler olduğu gibi, teist bir Atomcu kurama inananlar da olabilir ve olmuştur da. Fakat bir teist, atomların öncesiz ve sonrasızlığını, evrende gayesel bir oluşum olmadığını, atomların her şeyin nihai açıklaması olduğunu kabul edemez. Tanrı merkezli varlık anlayışı nihai açıklamayı Tanrı’da bulur; teist için evrenin oluşumu muhakkak gayeseldir, çünkü Tanrı’nın zihnindeki plan evrene ve canlılara sebep olmuştur.
Doğal Seleksiyon
İngilizler, sömürgecilik yaparken doğanın bir gereğini yerine getirdiklerini düşündükleri için eylemlerine güvenlerini tazeliyorlardı.
Reklam
"Boşlukların Tanrı’sı” yaklaşımlarını ileri sürenler, teistlerin Allah’ın varlığı konusundaki yegâne dayanaklarının evren ve canlılar konusunda bilinmeyenler olduğunu, bu bilinmeyen boşlukları Allah ile doldurduklarını, dolayısıyla boşluk kalmazsa Allah’a gerek kalmayacağını düşünmektedirler.
Kant’a göre insan, evrenin gayesel sebebidir. İnsan olmadan tüm yaratılış boş ve anlamsızdır. Evrenin gayesi olarak alınan insanın ayırt edici özelliği ise ahlaklı olmasıdır. Kant’ın gayeci yaklaşımında nihai gaye ahlaktır.
Ernst Mayr, özcülüğün iki bin yıl boyunca biyolojiyi felce uğrattığını, Platonik düşüncenin biyolojinin felaketi olduğunu, modern biyolojinin Platonik düşünceden kurtularak geliştiğini söyler ve Platon’un Timaeus adlı eserinde duyu organlarıyla elde edilen bilgiyle gerçeğe ulaşılamayacağını söylemesine gönderme yapar.
Heidegger, Nietzsche’nin kendi felsefesini Platonculuğa karşı bir felsefe olarak gördüğünü ve Nietzsche’nin “Tanrı öldü” sözüyle Platoncu metafiziğin ölümünü kastettiğini söyler.
Reklam
Platon’un bilgi teorisindeki (epistemoloji) yaklaşımının, gözlem ve deney gibi doğa bilimleri için çok önemli olan unsurların gelişmesini engellediği birçok kişi tarafından ifade edilmiştir. Fakat onun sistematik yaklaşımı felsefeye kazandırmasının ve matematiği merkezi bir role koymasının, doğa bilimleri açısından ne kadar önemli olduğu da unutulmamalıdır.
Baştan Tanrı’ya inanan bir kişi olan Darwin’in, bazı dini çevreler tarafından “kafir” olarak nitelenmesinin ve bu çevrelerin ona karşı cephe almasının, Darwin’in bilinemezci bir yapıya dönüşmesinde önemli bir psikolojik etken olduğu düşünülebilir. Ayrıca bazılarına göre kızlarından birinin ölümünün onda oluşturduğu psikolojik etki bilinemezciliğe dönüşümünde etkili olmuştur.
Burada düşünen zihnin maddi bedenle nasıl iletişime geçtiği, maddi bedeni nasıl hareket ettirdiği sorusu ortaya çıkar. Descartes bu felsefi sorunu biyolojik bir açıklamayla çözmeye çalışmıştır. O, beyindeki küçük bir epifiz bezi sayesinde bu ilişkinin kurulduğunu söyledi. Akıl sahibi ruhu, epifizde yerleşmiş; boru ve kanallarla oluşan yapay bir sistemde suyun akışını kontrol eden ve can ruhlarının akışını şu ya da bu uzva yönlendiren bir musluk başına benzetti.
Bazı yorumcular, tufanın bütün Dünya’yı kapladığını, Nuh’un gemisinin bütün hayvan türlerinin kurtuluşunu sağladığını savunmuşlardır. Aralarında Charles Lyell’in de olduğu bazı yerbilimciler ise, yeryüzünde çok ciddi bir etkisi olmayan bir tufanın gerçekleştiğini savunmuşlardır. Buna “Sakin Tufan Teorisi” (The Tranquil Flood Theory) denir. Bazı yorumcular ise Nuh’un döneminde, Âdem’in soyundan olan tüm insanların bir arada yaşadığını ve tufanın bütün yeryüzünü değil, sadece bu insanların olduğu bölgeyi kapladığını ileri sürmüşlerdir. Bu görüşe “Bölgesel Tufan Teorisi” (Local Flood Theory) denir.
Reklam
tek tanrıcı üç dinin mensupları, canlıların basit bir ham maddenin (toprak ve suyun birleşimi olan çamur) dönüşümü sonucu oluştuğunu kabul ederler. Yani basitten kompleksin oluşturulması ve dönüşüm fikri teizme yabancı değildir.
Stephen Hawking abimizin külleride aynı yerde bulunmakta
Darwin 1881’de kalp rahatsızlığı nedeniyle iyice çöktüğünde, ailesine Down köyündeki eski kilise avlusunda gömülmeyi istediğini söyledi. ... Mezarı diğer ünlü bir bilim adamının, Isaac Newton’un birkaç adım ötesindedir.
Lamarck'ın anlatımında çevresel değişiklikler öncedir, bunlar canlıdaki değişime olur. Darwin'de ise varyasyonlar önce vardır, doğanın düzenleyici etkisi olan "doğal seleksiyon" sonra devreye girer.
Galile engizisyon mahkemesinde (69 yaşındayken) yargılandı. Aslında Galile dindar bir insandı. İki kızı rahibeydi, kendisi ise Kutsal Ana Kilisesi’ne bağlıydı. Kiliseye zarar verdiğini değil, onu kurtarmaya çalıştığını düşünüyordu. Bu şahısların hiçbirinin Kilise ile çatışmak gibi bir niyetleri olmasa da bilimsel çalışmalarıyla vardıkları sonuçlar, Kilise'nin resmi görüşleriyle çatışıyordu. Onlar buldukları bilimsel sonuçların, Tanrı'nın varlığıyla ve gücüyle çelişmediğini düşünüyorlardı. Örneğin Galile, "Matematik Tanrı'nın, evreni yazdığı dildir." diyordu. Tanrı'nın yarattığı evrenin de Tanrı'nın bir kitabı olduğunu ve Tanrı'nın kitapları arasında çelişki olamayacağını vurguluyordu. Galile'nin bu gerçekleri, Kilise'nin, sarsılan otoritesini kurtarmak için onu yargılayıp tecrit etmesini engellemedi.
Canlılar hakkında ne düşündüğümüz ise gerçekten de önemlidir, çünkü biz de canlıların bir parçasıyız. Kendimiz hakkındaki kanaatlerimiz ise sadece bir biyoloji bilgisi olarak kalmaz; hayatın anlamı, varoluş ve ahlak gibi alanlarla ilgili düşüncelerimiz ve bunlarla ilgili vereceğimiz kararlar da kendimiz hakkındaki kanaatlerimizle bağlantılıdır.
425 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.