Evrim Teorisi Felsefe Ve Tanrı

Caner Taslaman

Quotes

See All
Kopernik'in yazıları, aslında çok fazla etkili olmamıştı ve Kilise de çok fazla dikkate almamıştı. Fakat Galile'nin de bu düşüncelere destek vermesiyle Kilise tavır koydu ve hem Kopernik'in kitabını yasakladı hem de Galile engizisyon mahkemesinde (69 yaşındayken) yargılandı. Aslında Galile dindar bir insandı. İki kızı rahibeydi, kendisi ise Kutsal Ana Kilisesi'ne bağlıydı. Kiliseye zarar verdiğini değil, onu kurtarmaya çalıştığını düşünüyordu.Bu şahısların hiçbirinin Kilise ile çatışmak gibi bir niyetleri olmasa da bilimsel çabalarıyla vardıkları sonuçlar, Kilise'nin resmi görüşleriyle çatışıyordu. Onlar buldukları bilimsel sonuçların, Tanrı'nın varlığıyla ve gücüyle çelişmediğini düşünüyorlardı. Örneğin Galile, "Matematik Tanrı'nın, evreni yazdığı dildir” diyordu. Tanrı'nın yarattığı evrenin de Tanrı'nın bir kitabı olduğunu ve Tanrı'nın kitapları arasında çelişki olamayacağını vurguluyordu. Galile'nin bu görüşleri, Kilise'nin, sarsılan otoritesini kurtarmak için onu yargılayıp tecrit etmesini engellemedi.Galile, Aristoteles'in felsefe ve biliminin otorite konumunu bozdu; Aristoteles ve Ptolemaious'un (Batlamyus) Dünya merkezli evren modelini yıkacak gözlemler yapmakla kalmadı, Aristoteles'in ağır cisimlerin hafif olanlardan hızlı düştüğü gibi yanlış birçok fikrini de yaptığı deney ve gözlemlerle yanlışladı.
Sayfa 50 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
Teizmin "Tanrı'nın kudreti her şeye yeter” inancına göre Tanrı'nın; türleri birbirlerinden bağımsız yaratması da evrimle yaratması da kimi türleri bağımsız kimilerini evrimle yaratması da mümkündür. Teistlerin, Evrim Teorisi'ne en düşmanı bile "Tanrı istese de evrimle canlıları yaratamaz” diyemez. Üstelik tektanrıcı üç dinin mensupları, canlıların basit bir hammaddenin (toprak ve suyun birleşimi olan çamur) dönüşümü sonucu oluştuğunu kabul ederler. Yani basitten kompleksin oluşturulması ve dönüşüm fikri teizme yabancı değildir. Üstelik ateistler tarih boyunca, aşağı yukarı bugünkü gibi bir evrenin ezelden beri var olduğunu savunmuşlardır. Oysa teizmde, aşama aşama oluşmuş (örneğin Kur'an'daki "yoktan yaratma", "altı dönemde yaratma”, "duman halinde bir durumdan yaratma” gibi ifadelerden bu aşamalı oluşum anlaşılır) bir evren kabul edildiği için aslında başta, evrimci yaklaşım ile teizm arasında bir ittifak bulunmaktaydı. Elbette ki, her evrimci yaklaşıma önem verenin Evrim Teorisi'ni kabul etmesi gerekmez, daha önce de ifade edildiği gibi, evrimci bir evren veya tarih veya kültür anlayışına sahip olmakla biyolojik Evrim Teorisi'ne inanmak arasında önemli bir fark bulunmaktadır. Bunların birine inanç veya inkâr, diğerine inanç veya inkârı gerektirmez. Fakat yine de bunlar, teizmin evrim fikriyle ilişkili Evrim Teorisi'ne karşı önyargılı olması için bir sebep olmadığını, hatta bu teoriyi bir teistin kabulünde, birçok kişinin iddia ettiğinin aksine, kolaylık olduğunu gösterir
Sayfa 212 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
Reklam
Darwin, birçok kişinin sandığının tersine ateist olduğunu hiç söylememiştir. Beagle Yolculuğu adlı kitabında, doğanın Tanrı'nın yaratışının ürünleri ile dolu olduğunu söylüyor ve giriştiği tartışmalarda Kitabı Mukaddes'ten ayetleri örnek gösteriyordu. En ünlü eseri Türlerin Kökeni'ni, ilk olarak yazdığında da kendisini "teist” olarak nitelendiriyordu. Fakat daha sonraki dönemde "agnostik” (bilinemezci) olduğunu belirtmiştir. "Agnostik” terimini ilk olarak kullanan kişi Darwin'in yakın arkadaşı ve bilimsel çalışmalarındaki partneri Thomas Henry Huxley'dir. Bu terimi Tanrı'nın veya nihai bir sebebin var olup olmadığının bilinemeyeceği anlamında kullanmıştır.Oğlu Francis Darwin'in derlediği birçok mektubundan da onun inançlı bir Hıristiyan'dan bilinemezci bir yapıya doğru değişim gösterdiği anlaşılmaktadır.Bunun yanında canlıların "doğal seleksiyon” ile çevrelerine adapte olmalarının "tasarıma” işaret ettiğine dair fikirler de dile getirdi. Darwin'in Hıristiyanlık ile zıt görüşlerini dindar bir Hıristiyan olan eşi Emma'yı üzmemek için dillendirmediğini söyleyenler de olmuştur.
Sayfa 119 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
Kopernik'te suskun kalan Kilise asıl tepkiyi Galile'ye (1564- 1642) gösterdi. Birçok kitapta bilim-din çatışmasının en önemli iki örneği olarak "Kopernik'in (ve Galile'nin) evren görüşüyle din çatışması” ve "Darwin'in Evrim Teorisi'yle-din çatışması” gösterilir. Bu kitapların dinden kastının temelde Katolik Kilisesi olduğu ve bunun tarihsel olarak inkâr edilemeyeceği gözükmektedir. Fakat bu "din” sözcüğüyle diğer dinleri kastetmek hatalı olacağı gibi, bütün Hıristiyanları da bu çatışmanın tarafı görmek hatalı olacaktır, çünkü Kopernik-Kepler-Galile gibi bazı kitaplarda "dinin karşı cephesi” olarak konumlandırılan kişilerin hepsi inançlı Hıristiyanlardı.
Sayfa 49 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
Müslümanlar, yabancı toplumlardan bilgi almada, bu toplumlardan çeviriler yapmakta bir sakınca görmediler. Hint, Fars, Mezopotamya bölgesindeki birikimden ve de özellikle Yunan mirasından yararlandılar. Önceki insanların bilim ve düşünceye katkılarını, kendilerinin faydalanmaları gerekli eserler sayarak, faydalı olanı almayı, faydasız olana itibar etmemeyi prensip edindiler. Yunan bilim ve düşüncesini ayrıntılarıyla tercüme edip korumalarına ve faydalanmalarına rağmen yunan mitolojisini çok tanrıcılığın bir şekli olarak niteleyip dikkate almadılar.
Sayfa 38 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
Evrim Teorisi hakkındaki kabullerin, Tanrı inancını nasıl etkilediğini veya etkileyip etkilemediğini bulmak, birçok zaman gerçekten zordur. Çünkü kişilerin Tanrı'nın varlığına veya yokluğuna dair inançları sırf canlıların dünyasından gelen verilerle değil, aynı zamanda psikolojik yapıları, varoluşsal sorunları, sosyo-politik yaklaşımları, şahsi tecrübeleri gibi birçok unsur ile de alakalıdır. Bunun örneklerinden birini Karl Marx ve Friedrich Engels ikilisinde gözlemleyebiliriz. Onlar, Darwin'in Evrim Teorisi'ni daha duymadan önce materyalist-ateist bir inancı benimsemişlerdi. Marx 1841 yılında yazdığı doktora tezinde ilkçağın en ünlü materyalistleri Demokritos ve Epikuros'u incelemişti. Daha bu eserinde materyalist yaklaşımını ortaya koyuyordu. Darwin'in Evrim Teorisi'ni Marx ve Engels beğeniyle karşıladı,hatta Engels, Marx'ın sosyal dünyadaki teorisinin canlılar dünyasındaki karşılığının Darwin'in Evrim Teorisi olduğunu söyledi. Sonuç olarak Engels ve Marx, kendilerinin sosyo-politik dünyada, Hegel'in felsefesine materyalist bir doğrultu vererek öngördükleri evrimsel sürecin, canlılar dünyasında da geçerli olduğunu söyleyen bir teoriyi severek kabul ettiler. Fakat onlar, bu teori sebebi ile materyalist-ateist olmadılar; felsefelerinin temelindeki "evrim” kavramının, canlılar dünyasında karşılığım görmeleri gibi sebeplerle bu teoriyi benimsediler. Sonuç olarak Marx ve Engels, Evrim Teorisi'nden hareketle ateizmi seçmediler. Bu tip nedensel ilişkileri tespit etmek de, şahısların inançları ve bu teoriye karşı tavırları arasındaki ilişkiyi değerlendirirken önemlidir.
Sayfa 196 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
Reklam
Tanrı'nın yer almadığı bir ontolojide, Evrim Teorisi'ne bir alternatif üretmek mümkün gözükmemektedir. Sonuç olarak bir teistin, Evrim Teorisi'ne hem inanması hem inanmaması hem bu teoriye karşı bilinemezci bir tavır içinde kalması mümkündür; diğer yandan Evrim Teorisi'ne inanan birinin ise teist, ateist veya bilinemezci olması mümkündür. Fakat bir materyalist-ateist (en yaygın ateist tipi), Evrim Teorisi'ne karşı olur ise bu teorinin herhangi bir alternatifini savunması mümkün gözükmemektedir. Sonuç olarak "Evrim Teorisi'ni reddeden-ateist” kategorisinde Comte gibi çok etkili bir ateist yer almış olsa da tüm kategoriler içinde en savunulamayacak kategori budur.
Sayfa 206 - İstanbul yayıneviKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.