Eylül,
Benim ayım, hayata başlama ayım, güzel ayım.
Her gelişinde hazan dolardı içim. Yapraklarım solar, güneşim batar, yağmurlarım içime içime yağar..
Şiirlerde buram buram eylül kokuyordu, eylül kadar hüzün, eylül kadar çaresizlik ve eylül kadar yalnızlık kokuyordu. Kovulup, kovulup tekrar acılara dönülen şiirlerdi bunlar.
Şiirler içine çekiyordu birer birer.
Ansızın'la ay denize düşerdi ve birini hatırlarsınız sizde, eskilerden bir şeyler canlanırdı anılarda.
Ayna şiirinde o büyük aşkınız biterdi ve şarkılar yine hep yarım kalırdı.
Eski fotoğraflar şiirini okuyunca unutulmuş bir akşamda hüzün dolardı yüreğe.
Sonra sizlerde bir gökyüzü ararken anlardınız, acılarınızın aslında umutlarınız olduğunu.
Ve bilir misin sen yanıma gelince de koşuşurdu yıldızlar karanlığa doğru
"Neyse kapatalım sevda konusunu,
Bu böyle hüzündür
Bir gün, bir çözüm ona da bulunur mutlaka"