Mehmet Rauf'un Eylül romanı aynı zamanda ülkemizin ilk psikolojik romanı. Yazar kitabını hocası, üstadı olan Halid Ziya'ya ithaf ettiğini belirtiyor kitabın başında ve 120 yıl önce yazdığı bu romanda tek konu üzerinde yoğunlaşmış; aşk
Roman, 9 yıllık eş Süreyya-Suat ile akrabaları aynı zamanda yakın dostları Necip arasında geçiyor. Boğaza nazır bir yalı hayali kuran Süreyya ve Suat nihayet güzel bir yalı bulurlar ve yalıyı yazın kalmak maksadıyla kiralarlar. Yakın dostları Necip onlar için bir kader ortağıdır. Adalarda ve zaman zaman da beyoğlunda kalan Necip hayatında aradığını bulamamış, halinden muzdarip bir adamdır ve süreyyanın davetiyle devamlı olarak yalıya gelir ve boğazın eşsiz nimetlerinden beraberce istifade ederler. Sonrasında ise merak ettiğimiz olaylar gelişir.
Konu baştan sona bu üçlü döngüde gidip geliyor. Günlük yaşamların psikolojik derinlikte ve ayrıntılı olarak işlendigine şahit olduğum kitapta beni sıkan şey olayların çok ağır işlemesi oldu. Konu ve yazarın meramı belli olmasına karşın hadiselerin mükerrer olması biraz bıkkınlık oluşturdu. Ama insan psikolojisi, aşk ve tutku çok iyi işlenmiş.