Comments and Reviews

See All
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 4 days
İnsan mesut olduktan, sevdikten, sevildikten sonra her şey boştu.
"Ah insanlar, şu insan kalbi... Yüz bin manâlı bir muamma... İçinden çıkmak mümkün değil..." ࿏ Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı kabul edilen "
Eylül
Eylül
" kitabı, aslında üç kişi etrafında kurgulanmış bir aşk romanıdır. ¹ "İnsan gariptir, nasıl birbirine alışıyor" Kitap, aslında evli bir kadın olan Suat'la, -aynı zamanda aile dostları olan- bekâr Necip Bey'in, başlangıçta gayet dostane olan ilişkilerinin zamanla samimiyetlerinin ilerlemesiyle ve Suat'ın evliliğin de yaşadığı duygusal boşluk, beklediği saadeti yakalayamaması ile kendiliğinden gelişen bir duygusal bağ oluşmasıyla alevlenen yasak bir aşkı konu ediniyor. Yeşilçam filmi tadında ki bu kitabı biraz uzun bulmam dışında beğenerek okuduğumu söyleyebilirim. Özellikle kitabın sonunu beğendim. ² Türk edebiyatı ve aşk romanları sevenler, zevkle okuyacaklar. Hele ki yasak aşkları konu edinen romanları seviyorsanız daha fazla keyif alacaksınız. ³ "Lâkin nasıl yaşıyorlar yarabbim, sevmeden, sevilmeden nasıl yaşanıyor?" 𝓜𝓮𝓱𝓶𝓮𝓽 𝓡𝓪𝓾𝓯
Eylül
EylülMehmet Rauf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202140.1k okunma
Reklam
272 syf.
·
Not rated
Mehmet Rauf edebiyatımızın ilk psikolojik romanı olma özelliğini taşıyan Eylül de, kahramanları Suat, Süreyya ve Necip in sürekli değişen iç dünyalarını başarılı bir şekilde derinlemesine ilmek ilmek işlemiş sayfalara. Beğeni ile okudum. Konusunu yasak aşktan alan Eylül de tek sıkıntım isimlerin cinsiyeti oldu. Suat bana göre erkek, Süreyya da kız ismi ama burada tam tersi olunca başta biraz zorlandım. Necip e kızdım aşıkmış peh, aşkın bir felaket olduğunu tekrar gösterdi, okurken aklıma Aşk-ı memnu geldi de...
Eylül
EylülMehmet Rauf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202140.1k okunma
272 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Eylül Necip Bey yüreğini Suat hanıma kaptırmıştır. Ama şöyle bir durum var ki bence Necip Bey Suat’a aşık olmamıştır, Necip; Suat’la Süreyya’nın arasındaki o aşka hayran kalmıştır, başlarda olay dediğim gibi hayranlık üzerine kuruludur. Daha sonraları bu hayranlık sadece Suat’ın üzerine geçmiştir. Necip bey hayatı boyunca hep düşük ve aşağılık kadınlarla beraber olmuştur, bu yüzden tüm kadınlara “delila” demektedir. Yani tüm kadınları kötü ve iğrenç olarak aynı kefeye koymaktadır. Karşısına kocasına bu kadar sadık bir kadın çıkınca da ona hayranlık beslememesi olanaksızdır. Gizli gizli aşkını yaşayan Necip bir süre sonra gözleriyle Suat’a hissettiklerini anlatmaya çalışır. Bir gün üçü gezmek için dışarı çıkacaklardır, Suat eldivenlerini ve şemsiyesini piyanonun üzerine koyar, daha sonra onları almak için geldiğinde eldivenin tekini bulamaz, tekini Necip almıştır çünkü. Aradan geçen zamandan sonra Necip hastalanır; Suat onu görmeye gittiğinde ilk defa aşkının kıvılcımlarını orda belli eder. Biraz vicdan azabı biraz aşk derken bu aşk ikisini de yiyip bitirir. Suat onu unutmaya çalışırken ona bir küser bir de barışır; ve bunların hiçbirinden Necip’in haberi yoktur. Necip ise Suat’ı unutmaya çalışarak gününü gün eder, zamparalık yapar ve bolca içki içip sarhoş olur. Kitabın sonu ise trajik bitiyor Süreyya evde çıkan yangınla içeride mahsur kalıyor ve onu kurtarma çabasındaki cesareti de şaşırtmayacak şekilde Necip gösteriyor. Ve o yalı iki aşığa mezar oluyor. Şairin de dediği gibi “Eylül, ah işte eylül! Ne yapılsa nafile.. Bak, her şey bitti..”
Eylül
EylülMehmet Rauf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202140.1k okunma
Reklam
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.