"-Oğlum bıkmadınız mı aynı konu yüzünden dayak yemekten Bırak sersinler gazeteyi sana ne? Zaten ufak tefeksin her gün dayak yiyorsun. Bir gün elimizde kalacaksın bak. Biz dayak atmaktan usandık siz yemekten usanmadınız.
Sağcı genç onurla kaldırıyor başını.
-Olsun her gün dayak yiyorum ama yine de ben kârdayım,
Şaşıran asker soruyor:
-Nasıl yani?
-Her gün ben de dayak yiyorum ama onlara da attırıyorum ya! Böylece sağdan bir kişi dayak yiyor, soldan iki kişi. Ben kârdayım işte..."
"Yine hiç doyamadan ve anlatamadan derdini, yine hiç göremeden sevdiceğini ve bozuk telefonlardan duyamadan sesini döndürülürdü çilegahına. Aklında söylenmemiş bir sürü cümlelerle. Bir dahaki görüş günü için belki diye diye..."
"Mamak'ın dışında mutlu insanlar var. İşkence yok, cop yok, aşağılama yok. Ve orada insanlar gülüyorlar. Ve sanırım bizden haberleri bile yok...İşte bu son cümle bıçak gibi deldi yürek denen şu yaşam motorunu. Bir müddet ağızlar açılmaz oldu."