Annem yol kıyısında durarak beni kucakladı. 'Nelly fakir ol,hayatının sonuna kadar fakir kal;ama zengin insanların kapısına asla gitme!dedi. Çünkü zengin insanlar kötü,gaddar olurlar Nasihatimi sakın unutma!Yoksul kal,çalış dilen.
"Bazen birdenbire çıngırağa uyan
Aynı sesin hüzünlü mırıldanarak işitırim.
'Eski dostum nerede?'diye korkuya kapılırım.
Geri dönerek bana sarılması.
Bu yaşam da nedir ki?
Dar ve karanlık odam sıkıntı dolu;
Pencereden rüzgar giriyor...
Dışardaki tek vişne ağacı
Buz tutmuş camdan görünmez oldu.
Belki de çoktan ölmüştür.
Yaşam mı bu! Perdenin renkleri soldu;
Odamda hasta dolaşıyorum.
Aileme dönüyorum artık.
Beni ne azarlayan ne de bir sevgilim var.
Sadece koca karının dırdırından başka..."
'Odamda hasta dolaşıyorum.'
Ne kadar da güzel değil mi!Ya şu:
Beni ne azarlayan ne de bir sevgilim var.
Başımdan geçenleri hatırlamak beni acı verecek derecede heyecanlandırıyor. Oysa yazılınca daha sakin, daha uyumlu şekiller alarak daha az saçma gelecek veya kabusa daha az benzeyecekler… yalnız yazı yazma işi bile yeter… insanı sakinleştirir, soğukkanlı yapar
— Yaa... rahatsızdın... diye tekrarladı. Tabii rahatsızdın! Seni daha o zaman uyarmıştım ama dinlemedin ki! Hımm! Öyledir birader, ilham perisi ezelden beri tavan arasında aç açına oturmuştur, yine de öyle olacak. Böyle işte!