Sürü halinde yaşamayı, gerçek yoldaşlığa yeğlerler; özgürlüksüz durumuna uyum sağlamanın güvenliğini, özgürlüğün yarattığı yaratıcı tinsel ortaklığa ve hele özgürlüğün peşinden gitmeye yeğlerler.
Sınır tanımaz sahiplenme tutkuları içinde ezenler, her şeyi satın alma güçlerinin nesnelerine dönüştürmelerinin mümkün olduğu kanısına varırlar; katı materyalist nitelikteki varoluş kavramlarının kaynağı budur. Para her şeyin ölçüsüdür; kâr, başlıca amaçtır.
Kim ezen bir toplumun korkunç anlamını kavramaya, ezilenlerden daha hazırlıklıdır ki? Kim baskının etkilerinden ezilenlerden daha fazla zarar görür ki? Kim, özgürleşmenin gerekliliğini onlardan daha iyi anlayabilir?..
Evren bana, kendini sadece uyum sağlayabileceğim kütlesel mevcudiyetini dayatan bir alan değil, ben onun üzerinde eylemde bulundukça şekil alan bir menzil, bir bilgi alanı olarak görünür.