Bolşevik ihtilali sonrası yaşanan iç savaşta tüm eski alışkanlıkların yok olması için gösterilen çaba, insanın kendi içinde yaşayacağı devrim, devrimin insana ve halka dönüştürülmesi, anlatılması, yaşamın içine yerleşmesini bu kadar detayıyla anlatan iyi bir roman okumamıştım. Çimento’yla tanışmış olmak yazarın diğer kitapları için de bir yol açtı. Komünist bireyin yerleşmiş alışkanlıkları, sözde ahlakını komünist ahlaka dönüştürmesi için yapılan mücadeleler. Belki Ortadoğulu yanımız kitapta varolan insan ilişkilerini reddedecek, bazen anlayacak ama sonunda iyi gelecektir. Gleb yoldaşın dediği gibi “Büyük sözler değildir bize gerekli olan yoldaşlar.. Gevezelik değildir istediğimiz... Kafamızı sağlam ve uyanık tutmak, işe sımsıkı sarılmaktır bizim meselemiz...”