Çok mutsuz olmamak için çok mutlu olmayı reddettiğini ve kendini mutlak bir hiçliğe bıraktığını düşündüm ve onu artık daha iyi anladığımı, düşünce bilimlerinde ve sanatlarında kendini kurtarışının izlerini bir çırpıda görebildiğimi düşündüm.
Mutluluklardan ve acılardan sıyrılmış bir ruha sahipmiş gibi davranıp aslında başkalarına dayatılan, bütünüyle onlar tarafından biçimlendirilen bir yaşantının içindeyim.
Okumalarım, izlemelerim, kitaplara yaklaşmalarım, sessizliği seçişim, insanlarla konuşmalarım, gezintilerim, yolculuklardan vazgeçişim, hepsi kısa sürede birer rastlantıya dönüştü.
Hep böyle olmuştur. Siz uzakta ve bilinmezlikler içinde bir yaşam sürdüğünüzü düşünürsünüz, ama gerçekte küçük ve çevrelenmiş bir dünyanın içindesinizdir.