Sultan, Rum makamlarından sadece şehrin dış mahallelerindeki yöneticileri yerinde bıraktı. Ancak, kendisi tarafından kabul edilen bir otorite ile Hristiyan tebaa ile bağlantı kurmak ve onun aracılığıyla vergi toplamak istediği için patriğe de gereksinim duyuyordu. Türkler ne de olsa daha önce de fethettikleri şehirlerde piskoposlara ve metropolitlere tüm mahkeme imtiyazlarını, bazı gelirleri ve şerefli makamlarının bir kısmını bırakmışlardı.