Yazarın yaşadığı dönemde “Batı’yı yanlış anlama, alafrangalaşan hayat, Doğu-Batı çatışması, yaşadığı toplumun kültürüne yabancılaşma, yozlaşma” teması en çok işlenen konudur. “Felatun Bey ile Râkım Efendi” de bu minvalde yazılmış bir roman.
Eserin isminde kullanılan “Bey” ve “Efendi” sözcükleri de anlaşılacağı gibi iki ucu temsil etmektedir. Batı’yı yanlış anlayan züppe “Bey” in karşısında özünden kopmayan gerçek bir münevver “Efendi”. Yalnız, burada Râkım Efendi’yi tam bir Osmanlı zannetmeyin. Gerektiğinde rakısını da içen, kölesine Fransızca eğitimi veren, piyano dersi aldıran, hatta tuttuğu piyano hocasıyla da gayrımeşru bir ilişki yaşayan ama her daim dürüst, çalışkan, taklitçi bir maymunluktan uzak, özverili, doğu edebiyatını da batı edebiyatını da iyi bilen bir münevver. Buradan hareketle Ahmet Mithat Efendi’nin medeniyet çatışmasına çözümü için orta bir yol diyebiliriz. Râkım Efendi’nin karşısındaki “Felatun Bey” namıdiğer “Platon” köksüz ve züppe bir tiptir. Yazar olumsuzun karşısına koyduğu olumlu tiple okuyucusuna mesajını iletmeyi hedeflemiştir.
Yaşadığı dönemde en önemli gazete olan “Tercüman-ı Hakikat”i çıkarmış Ahmet Mitat Efendi’nin dilde sadelikten yana olduğunun en önemli delili bu eserin sanki günümüz diliyle yazılmışçasına kolay okunurluğudur.
Keyifli okumalar...