[..] eylemlerimizi temel olarak kanıtlar değil de daha çok tahayyüllerimiz, dünya görüşlerimiz, bizi yetiştirdikleri mitler yönetmektedir. Aslında Wittgenstein'in dediği gibi "bir resim bizi tutsak etmiştir"
Felsefe zorlu durumlarda nasıl düşüneceğimizi, yani kısmen görünür, kısmen somut, kısmen söylenene göre bilinen bu kafa karıştırıcı dünyayı nasıl bir bütün olarak daha anlaşılır kılacak şekilde tahayyül, tasavvuru,idrak ve tasvir edeceğimiz ile ilgilidir.
Dolayısıyla bugünün biliminin bakış açısından bakıldığında bizler hareketsiz, çaresiz, statik, atomize, ölü ve bölünmüş değil kendi kendini örgütleyerek bu yeni faaliyetleri hayli hayli ortaya çıkarabilecek tutarlı, sürekli ve aktif bir dünyada yaşıyoruz.
İnsan yapısı, bir modele göre yapılıp kendisine emredilecek işi harfi harfine görmeye koşulacak bir makine değildir, kendisini canlı bir varlık yapan iç kuvvetlerin eğilimine göre, enine boyuna gelişmek ve büyümek isteyen bir ağaçtır.