Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Felsefe ve Felsefî Mantık Yazıları

Teo Grünberg

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bilindiği gibi, nominalizm her kavram'ı, aynı bir sözcüğün (birbirlerine belli bir şekilde benzeyen) birçok nesneye uygulanması işlemine geri götürmektedir. Oysa, Russell'ın dediği gibi, her sözcük birçok örnekleri [word-tokens] olan bir tümel [universal]dir. İki ayrı sesi veya mürekkep izini nasıl oluyor da aynı sözcüğün [word-type] örnekleri [tokens] olarak tanıyabiliyoruz? Nominalistler bunun, iki ayrı yaşantı arasında belli özel bir benzerliğin tespiti ile mümkün olduğunu söyleyebilirler. Fakat iki ayrı benzerlik tespitini aynı benzerliğin tespiti olarak nasıl tanıyabiliyonız? Nominalistler bunu her iki halde de aynı ''benzerlik" sözcüğünü kullanmakla veya her iki benzerliğin birbirine benzediklerini tespit etmekle açıklamak zorundadırlar. Oysa, her iki şık da durmadan gerilemeyi [infinite regress] içerir. Russell, nominalizmi bu bakımdan kesin olarak çürütmüş olduğu kanısındadır.
Sayfa 23
Temel Önermelerin Sematik İncelemesi
Bilindiği gibi, nominalizm her kavram'ı, aynı bir sözcüğün (birbirlerine belli bir şekilde benziyen) bir çok nesneye uygulanması işlemine geri götürmektedir. Oysa, Russell'in dediği gibi, her sözcük bir çok örnekleri (word-tokens) olan bir tümel (universal) dir. iki ayrı sesi veya mürekkep izini nasıl oluyor da aynı sözcüğün (word-type) örnekleri (tokens) olarak tamyabiliyoruz? Nominalistler bunun, iki ayrı yaşantı arasında belli özel bir benzerliğin tesbiti ile mümkün olduğunu söyleyebilirler. Fakat iki ayrı benzerlik tesbitini aynı benzerliğin tesbiti olarak nasıl tamyabiliyoruz? Nominalistler bunu, her iki halde de aynı "benzerlik" sözcüğünü kullanmakla veya her iki benzerliğin birbirine benzediklerini tesbit etmekle açıklamak zorundadırlar. Oysa, her iki şık da durmadan gerilemeyi (infinite regress) içerir.
Reklam
Analitik Felsefe'yi daha iyi anlamak için okunacak yazılardan biri..
Ardışık Soru Sorma Yöntemi Çözümleyici felsefede te­mellendirilecek olan sorun uygun bir mantık sisteminde biçimselleştirilir, yani sorun'un o sistem çerçevesinde biçimsel (simgesel mantıksal - matematiksel) bir modeli kurulur. Böylece genellikle karmaşık ve az - çok belirsiz olan sorun' un anlamı aydınlanmış olup çözüm bulma işlemi kolaylaşır. Buna göre ''karmaşık görünüşlü ve özellikle nereden kaynaklandığı açıkça belli olmayan" sorunların çözümünde kullanılabilecek Ardışık Soru Sorma yönteminin biçimselleştirilmesi, bu yöntemin daha iyi anlaşılmasını sağlayacağını söyleyebiliriz.
Mantık ve Gerçeklik*
Akıl ve bilimi küçümseyenler, mantığın biçimsellliğinden dolayı somut gerçeklikten kopuk olduğunu ve yaşama uygulanamayacağını ileri sürerler. Akıl ve bilimi yücelten bazı çevreler ise mantığın tümdengelimli olduğundan tumevarıma dayalı doğa ve insan bilimleri için hiçbir yararı olmadığını söylerler. Biz ise bu yazıda mantığın gerek soyut gerekse somut gerçekliğin bilgisine erişmede temel yöntem olduğunu göstermeye çalışacağız. * Bu yazının ilk kez yayımlandığı yer : ODTÜ İnsan Bilimleri Dergisi VIII/2 (1989) s. 19-26.
Mantıktan yoksun tecrübe Kant'ın deyimiyle "kör"dür, ama tecrübeden yoksun mantık "boş" değildir.
Mantık ve GerçeklikKitabı okudu
Örneğin, karşılaştığımız bir nesnenin bir insan olup olmadığını çokluk kolayca tespit edebiliriz. Ama 'insan'ın içerdiği öz-çizgilerini, veya başka bir deyimle, insanın temel öz-çizgilerini hangi babayiğit belirtebilir?
Anlama, Belirsizlik ve Çok-Anlamlılık Üzerine Bir AraştırmaKitabı okudu
Reklam
"Nominalist" görüş: Genel terimler hiçbir şey göstermezler, bu türlü terimler bir takım "ses"lerden (flatus vocis] ibarettir.  Başka bir deyimle, "tümeller yoktur". Skolastik nominalistler genel terimlerin anlamlı olmasını "nominalist" bir açıdan açıklayamamıştır. Bu bakımdan, bu düşünürlerin ya bütün genel terimlerin manasız seslerden [flatus vocis] başka bir şey olmadığını kabul etmeleri, ya da su katılmamış nominalizmden vazgeçerek konseptüalizme kaymaları gerekir. Gerçekten de 'nominalist' adı altında tanınan bu skolastik düşünürlerin genel-terimlerin anlamlı olmasını, zihinde birer kavram olarak "nesnelerden sonra" [post rem] bir karşılıkları bulunması şeklinde açıkladıklarını görüyoruz. Bu da onların gerçekte "konseptüalist'' bir tutumları olduğunu gösterir.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.