Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Felsefe Problemleri'nin Metafor Yoluyla Açıklanması

Felsefede Metafor

Nihat Keklik

Felsefede Metafor Sözleri ve Alıntıları

Felsefede Metafor sözleri ve alıntılarını, Felsefede Metafor kitap alıntılarını, Felsefede Metafor en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Filozoflar'dan her biri iyice bilir ki kendi sistemi, başkaları­nınkinden daha iyi temellendirilmiş değildir, fakat kendisine ait olduğu, için onu desteklemektedir. Aralarında hiçbiri yoktur ki doğruyu ve yanlışı tanıdıktan sonra, başka ·biri tarafından keşf edilen doğru (verite) ya karşı bulduğu yalan'ı tercih etmesin. (Zaten) kendi şanı uğruna, bile bile insan türünü aldatmayacak filozof nerede ? ... Esas olan, diğerlerinden başka türlü düşünmek'tir : (Bunlar) , müminlerin yanında ateist ve ateistlerin yanında da mümin oluverirler . . .. Faydasız şüphelerimden kendimi 'kurtarmaktan uzak olarak gene anladım ki filozoflar, beni rahatsız eden şeyleri iki misline çıkarmaktan başka bir şey yapmayacaklar ve bunlardan hiç birini çözemeyeceklerdir. Bu sebeple başka bir rehber edindim ve kendi kendime dedim ki : - lç-nuru'na"'u danışalım ; o beni filozoflar'ın yoldan çıkarmalarından daha az yoldan çıkaracak veya hiç olmazsa yanılgım bana ait olacaktır ve ben kendi kuruntu (illusion) 'larıma uyarak o (filozof )ların yalanlarına olduğundan daha az kendimi ifsat etmiş olacağım . ... » *** Rousseau, Emile (metin), 2/11-12 : ( Buradaki son paragrafı, önemi dolayısıyla, bir defa daha zikretmlşUk. bkz. br. s. 180.
"... yüze çıkan su nebatları, durmaksızın akıntı ile sallanırlar ;su üstünde birleşen yaprakları, yukarda (satıhta) birbirine sarmaşarak ona istikrar (kararlılık) verirler. Fakat kökler daha da istikrarlı'dır, sağlamca toprağa yerleşmişlerdir ; onları aşağıdan tutarlar..." Bergson, Ahlak ile Din, s. 13
Reklam
Kainatta bir nizam ( : düzen) bulunduğunu da fark ediyoruz fakat kainat mekanizması'nın insan zekası tarafından anlaşılması mümkün değildir. Anlaşılan sadece şudur ki ,bu nizam, mutlaka bazı kanunlar'a dayanmaktadır ve şu halde bu kanunlar'ı koyan bir zeka ( : Tanrı) vardır. Rousseau'nun ulaştığı ikinci ilke işte buydu372• Böylece bütün
(...)Hayatında ilk defa olarak açık bir saat gören ve her nekadar kullanılışını bilmiyorsa da, aletteki san'­ata hayret etmekten kendini alamayan bir adam vaziyetindeyim. Böyle bir adam ; - Saat'ın bütün itibariyle neye yaradığını­ bilmiyorum fakat her parçasının diğerleri için yapılmış oldu­ğunu görüyor; san'atkarının işinin teferruatı için hayran oluyorum ve tam bir ahenk içinde hareket eden şu zenbereklerin, bende anlaşılması mümkün olmayan müşterek bir gaye'ye doğ­ru yürüdüklerinden eminim diyecektir . . . . Hangi sağlam dimağ vardır ki, varlıkların Yaratıcısı'nı haykıran bu iç sesi'nin şahitliğini reddedebilsin ? Kimdir o ki, kalbi bozulup körleşmiş olmadığı halde, kainattaki şu hissedilir nizam içinde, herşeyi bilen bir külli kudreti (: Tanrı'yı ) görmesin ? ... »373 Rousseau, Emil ( tere. A.R. Ülgener), 209