Yunan felsefesi, nesnel dünyanın özünün sorgulamasıyla başlar. Dışsal doğa, derece derece insanoğlu için daha anlaşılır olacaktır. Doğadan insanoğluna aktarım, insanın zihinsel çalışması ile ortaya çıkmaktadır: Mantık, törebilim, ruhbilim, politika ve şiir bu şekilde oluşmuştur. Bu çalışmalar özellikle törebilim üzerinde merkezlenmektedir ve böylece felsefenin en önemli sorunlarından biri ortaya konur: En yüksek iyi nedir, yaşamın sonu ve ereği nedir?
Herşey ne dopdolu ne de bomboştur. Varoluş ya da varolmayış gerçeğe eşittir. Gerçek, Eleacıların ifade ettikleri gibi, sürekli, bölünmemiş ve hareket edemez bir oluşum değildir. O, boş bir uzayla birbirinden ayrılmış, sonsuz sayıdaki oluşumdur.
Tanrı biridir, beden ya da düşünce yapısı olarak ölümlülere benzemez; O, herşeyi kendi düşüncesiyle yanlışsız olarak yönetir. Bir yerde sabit olarak durmaktadır ve hareket etmez. Herşeyin üzerinde görür, herşeyin üzerinde düşünür ve herşeyin üzerinde duyar. Tanrı sonsuzdur. Başlangıcı ve sonu yoktur. Duyum açısından sınırsızdır ve hiçbir şey onun ötesinde değildir.