Felsefi Ve Politik Düşünceler
Mirza Fetali AhundovMost Liked Felsefi Ve Politik Düşünceler Quotes
You can find Most Liked Felsefi Ve Politik Düşünceler quotes, most liked Felsefi Ve Politik Düşünceler book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Buna inan varmı?
Cehennem de bir kuyu vardır; bu kuyunun ağzı açılacak olursa, içinden korkunç bir alev fışkırır. Kuyunun üst yanında Seud denilen bakır bir dağ yükselmektedir ve bu dağdan erimiş bakırın aktığı bir nehir doğmaktadır. Bu dağdan yayılan sıcaklık ve pis koku o denli dayanılmazdır ki, cehennem sakinleri bundan ötürü durmadan çığlıklar atacaklar. Cehenneme gideceklerin elbiseleri ve harmanileri erimiş bakırdan olacak ve vücutları kızgın zincirlerle sarılacak, ayakları da kızgın nallarla nallanacak, bu nalların sıcaklığın
dan kafataslarının içindeki beyinleri kaynayacak. Genel olarak, cehennem deki azap ve işkenceler sözcüklerle anlatılacak gibi değildir. Cehennemin gözetleyicisi, hiçbir zaman gülmeyen, daima asık suratlı olan, Malik adında bir melektir. Günahkârlar, kendilerine çektirilen azabın birazcık olsun hafifletilmesi için melek Malik’e sürekli yalvaracaklar, ama o kızgın bir kâseyi kan ve irinle doldurup günahkârlara sunacak; bu kâsenin sıcaklığından onların yüzlerinin derisi delinecek ve etleri kızaracak. Cehennem sakinleri sık sık kızgın kayalara oturtulacaklar, o zaman vücutlarının tüm etleri kızaracak, eriyecek ve kül olacak, ama bu vücutlar, Allahın emriyle hemen o anda tekrar eski hallerine gelecek ve yaşama dönecekler, ateş de yeniden onları daha önce olduğu gibi yakm aya, etlerini eritmeye başlayacak. Cehennem ateşinin kıvılcımları deve büyüklüğündedir; günahkârlar sık sık bu kıvılcımların ortasına atılacaklar, bundan ötürü kemikleri çatlayacak, kırılacak ve kül olup
sürme gibi dağılacak, ama yüce yaradan onlan yeniden canlandıracak.
İran’ın o eski önemini ve büyüklüğünü yeniden kazanması, kültür düzeyinin yükselmesi dışında olanaklı değildir. Kültürlülük de okuryazarlık olmadan olmaz. Toplumun çoğunluğunun okuryazar duruma gelmesi ise, bugün kullanılmakta olan alfabe değişme den söz konusu değildir. Alfabenin değişmesi de, her yönden akıllı halk yöneticilerinin varlığını gerektiren akıllı önlemler olmaksızın gerçekleştirilemez. Böylesi yöneticiler olmadıkça, İran, bin yıl da geçse, cehâlet uykusundan uyanm ayacaktır.
Devlette sistemi oturtmak ve düzeni sağlamak için idam ve vücudu sakat bırakacak bir cezanın utanç verici bir uygulama ve sağlıklı olmayan bir önlem olduğunu anlam aları için, her şeyden önce İranlı yöneticilerin yönetim ve politika bilim leri alanında bilgili ve kültürlü olmaları gerekirdi.
Doğu halkları, İslâmiyetin doğuşu ve Arapların Asya’yı egemenlikleri altına almaları nedeniyle, tüm özgürlüklerini yitirdikleri gibi eşitlik düşüncesinden de uzaklaştılar ve bugün hakkında bir düşünceye dahi sahip olmadıkları, toplumda hukuksal eşitliği sağlama yeteneğinden yoksun kaldılar.
Fransızcada manevî özgürlük ahlâkî özgürlük (liberte m orale) olarak, maddî özgürlük de fiziksel özgürlük (liberte physique) olarak adlandırılıyor.
İkinci özgürlüğümüz bir zorba tarafından elim izden alınmıştır. Bizler tüm yaşamımız boyunca, ne bir özgürlüğüne bir mülkiyete sahip olan köleler gibi, bedenimiz ve tüm varlığımızla onun ağır emirlerini yerine getirerek, onun değişik geçici arzularının birer doyum aracı olarak hizm ette bulunmaktayız. Dinsel bağımsızlık ile ekonom ik bağımsızlık özgürlüğün temeli sayılıyor ve bu iki özgürlük biçiminin her biri, Avrupalı düşün adam lamın yapıtlarının çoğunda ele alınan değişik kolları içeriyor; eşitlik de bu iki bağım sızlığın kazanılmasıyla sağlanıyor.
Gavur icadı edebiyatı ve gerçekler :D
“Bize gâvurları taklit etme önerisinde bulunma cesaretini nasıl gösterirsiniz?” “Peki, bu gâvur Avrupalıların gözlük takmalarını neden taklit ediyorsunuz, ne de olsa gözlüğün icadı ve kullanılması düşüncesi bu nefret ettiğiniz gâvurlara aittir, ama siz onların icâdından gönül rahatlığıyla yararlanıyor ve gözlük takmalarını taklit ediyorsunuz diyerek itiraz edersin. Burada artık itiraz yerine susmak gerekir. İşte bu halk, İslâmiyetin etkisi altında bu denli aptallaşmıştır.