Ve Ayna Çatladı

Feminist Sinema ve Film Teorisi

Anneke Smelik
7/10
3 Kişi
6
Okunma
2
Beğeni
559
Görüntülenme
Anneke Smelik'in yazdığı bu kitap, çağdaş feminist sinemanın siyaseti ve beğenilerini ele alan bir çalışmadır. Feminist yönetmenlerin son derece üretken yollarla yarattıkları alternatif film biçimlerini takip eden yazar, feminist filmlerin temelini oluşturan sinemasal sorunlar(yaratıcı yönetmenlik, bakış açısı, metafor, montaj ve imgesel aşırılık) üzerinde durmanın yanı sıra, teori ile sinema arasındaki kesintisiz bir ayna oyunu misali, bu sinemasal tekniklerin dişil öznelliği olumlu biçimde nasıl temsil edegeldiğini de ortaya koymaktadır. Feminist sinema görsel kültürü, bir toplumsal ve sembolik değişim motoru rolü oynayarak dönüştürmüştür. İşte, elinizdeki kitap da, eleştirmenlerin dikkatini fazla çekmemekle birlikte hepsi eşsiz birer eser olan filmler ('Bir Sessizlik Sorgusu', 'Bağdat Kafe', 'Barbar Düğünler', 'Sweetie' ve 'The Virgin Machine' gibi) üzerinden, ihtiyacı çok hissedilen kanonlaştırmaya önemli bir katkıda bulunmaktadır. Bu filmlerde feminist gündemin klasik konu başlıklarının bazıları (tecavüz, cinsel şiddet, aralıksız bir mücadele halini almış olan dişil faillik ve özerklik nosyonu ve lezbiyen arzuyu temsil etmenin güçlükleri, vb.) yeniden ele alınırken, feminizmin nasıl bir olumlayıcı farklılık yaratabileceğine ışık tutulmuştur...
Yazar:
Anneke Smelik
Anneke Smelik
Çevirmen:
Deniz Koç
Deniz Koç
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 15 dk.Sayfa Sayısı: 256Basım Tarihi: Mart 2008Yayınevi: Agora KitaplığıOrijinal Adı: And The Mirror Cracked-Feminist Cinema And Film Theory
ISBN: 9786050060188Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
256 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Beğenerek okuduğum kitaplardan biri oldu. Zaten Agora Kitaplığı böyle güzel meyve vermiştir hep. Detaylı bir incelemeyi hak etse de buna muktedir olduğumu sanmıyorum. Sevdiğim yazarın da dediği gibi, "ve ayna çatladı." Aslında ortada bir ayna yok, erilliğin sanrısal narsistik pozu mevcuttu. Yıkıldı, yıkılıyor, yıkılacak. Ama feminist film teorisindeki ufak da olsa bulunan heteroseksüel tarafgirliğe, yine teorik ekseriyetinde auter ve/veya yapısökümcü yaklaşımla nahif ve fakat yıkıcı bir darbe de inmiyor değil sayın yazarın güçlü kaleminden. Üçüncül dönemin kabul gören kuşağında, kadın hareketinin nağmesi elbette sinemaya da yansıyor. Feminist sinema, kabaca falliğin pek umrumda olmayan ve de sıkıcı iktidarını da irdeliyor. Ancak yazar sadece derinlemesine kadın meselesini irdelemiyor, ayrıca bunun ırksal boyutuna da kamerasını çeviriyor. Benim sinematografik sancıma ne yazık ki o da merhem olmuyor. Dilerdim ki, sinematografik uzamı daha kuvvetli eserlere yersin ama seçtiği eserlerin de pek âlâ eserler olduğunu söylemek yerinde olur. Ve ayrıca yazarın kitabında değindiği ressam filmi pek sevdiğim filmlerden(adını okuyunca bulursunuz), orada ressamın nü çizimleri, ve çizim esnasında modelin rızayen teşhire kendini açması, bu kısımlarda söylediklerine ben de birebir katılıyorum. Bu ülkede nü çizmek ya sapıklık ya da kadına karşı bir hareket olarak algılanıyor bazen, bu sıkıcı algının kırılacağı zamanı görür müyüm hiç bilmiyorum ama umarım fazla uzamaz o süreç. Ve umarım daha iyicil, daha dişil ve daha insani yeni uyanışlar olur yeni film açılışlarında.
Feminist Sinema ve Film Teorisi
Feminist Sinema ve Film TeorisiAnneke Smelik · Agora Kitaplığı · 20086 okunma
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.