Kadınların kurtuluşu ancak kadınların eseri olabilirdi.
Toplumun kadınlara karşı takındığı saldırgan tavır, annelerin kızlarına karşı benzer bir tavır takınmalarına yolaçtı. Araştırmalar, annelerin kızlarını dövmeleri geleneğinin ilk kez bu dönemde ortaya çıktığını belirtmekte. Baskı altında tutulmak, saldırganlığa yolaçar; bu iyi bilinen bir mekanizmadır.
Reklam
"Sonunda, 16. yüzyılda evli kadın hukuken tam anlamıyla kısıtlı bir kişi durumuna düşer. Kocasının ya da yargıcın izni olmaksızın yaptığı hukuki işlemlerin hepsi geçersiz sayılır. Bu gelişme kocanın yetkilerini öylesine geliştirir ki sonunda erkek ailede bir tür eviçi krallık kurar."
Kadınlar, yeni kurulan okullara yalnız erkeklerin alınması sonucu kızların eğitimsiz kalması sorununa da çözümler buldular. Örneğin, Angela Marici de Brescia adlı bir genç İtalyan, 1537'de Ursulinler Tarikatı'nı kurdu. Bu, işsiz, bekar ve yetim kızların okuduğu bir kurumdu. Tarikat 1611'­de Fransa'ya da yayıldı. Avillalı Theresa (1515-1582) gibi başkaları da manastırlarda reformlar yaptılar.
Kilise tarafından yürütülen Engizisyon, büyücü olmakla suçlanan onbinlerce kadının yakılması sonucunu doğurdu. Lederer'e göre Engizisyon dönemi, Papa'nın 1258'de büyücülükle ilgili olarak aldığı bir kararla başladı ve baskı, 1320'­de Papa XXII. Jean'ın sorgucuların etkinliklerini arttırmaları talebi üzerine daha da yoğunlaştı. Büyücüler, erkeklerin cinsel gücüne, kadınların doğurganlık yeteneğine saldırmak ve imanı yoketmekle suçlanıyorlardı.
"İnsanı ilgilendiren hiçbir şey feminizme yabancı değildir" demek olasıdır.
Reklam
Orta neolitik çağda kadın
Böylece kadınlara giderek araççı bir açıdan bakılmaya başlanır; kadın, aile grubu içinde doğurgan ve üretici-hizmetçi rolüne indirgenir.
Bu büyücü avı korkunç bir soykırımına dönüştü ve ancak 18. yüzyılda son buldu. Bu soykırımını değerlendirenler, "Avrupa'da benzer boyutlarda bir soykırımına tanık olmak için 20. yüzyılı ve Hitler histerisini beklemek gerekti" demekteler.
Örneğin 14. yüzyılda, o güne değin kendilerine iyi bir yer edinmiş oldukları cerrahlık ve berberlik gibi meslekler kadınlara yasaklandı.
1903'te, Finlandiya'da oy hakkı, tüm kadınlara tanındı.
Reklam
Mary Wollstonecraft
Wollstonecraft, kendinden son derece emin olarak, bugün de feministterin benimsediği şu feminist mesajı ortaya atıyordu: "Artık kadınların yaşam tarzında bir devrim gerçekleştirmenin zamanı gelmiştir. Kadınlara yitirdikleri onurlarını geri vermek ve insan soyunun bir parçası olarak dünyanın dönüştürülmesine katkıda bulunmalarını sağlamak için geç bile kalınmıştır."
15. yüzyıldan sonra, yeni kurulan tıp okullarında eğitim görmeksizin hekimlik yapan kadınlar büyücülükle suçlanmaya başladılar. Oysa kadınların aldığı geleneksel eğitim onları, bu mesleği icra etmeye erkeklere üniversitede verilen kitabi eğitimden daha iyi hazırlamaktaydı.
Ücretsiz Aile İşçisi
Kadınlar, bu eviçi ekonomisine boyun eğmeyi kabul ettikleri sürece, kadınların kurtuluşu gerçekleşemez.
Örneğin Mısır'da, "harem, aslında kadınların, ulusal ve uluslararası sorunlara ilişkin yönetsel kararları aldıkları bir saraydı. Belki de kökenine inildiğinde bunun kadınların güçsüzlüğünden çok gücünü ortaya koyan bir gösterge olduğu bile söylenebilir."
Rusya'da kadınlar
Bolşevik Devrimi yapıldıktan sonra da kadınlar orduya katıldılar, Beyaz Ordu'ya karşı gerilla savaşında subay ve er olarak yeraldılar.
Resim