Aslında kitabın adı "feminizm sadece feminizm değildir" olması gerekirmiş..
Ataerkil kapitalizmin,sadece kadını değil, erkeği de,medyası, üniversiteleri,hukuk sistemi,kilisesi ve endüstrisi ile (kozmetik,moda,aksesuar) nasıl cinsiyetçiliğe yönlendirdiğini,teşvik ettiğini ve özendirdiğini okuyorsunuz..
Feminist harekette çözülmesi gereken en büyük sorunun aynı zamanda "ataerki" kadınlar olduğunu anlıyorsunuz ve aslında ataerkil düzenin erkeğe çok gereksiz sorumluluklar yüklediğini ve aslında erkeklerin de bundan hoşnut olmadığını..(evine bakmak,kadınına sahip çıkmak,namus,evin direği vb)
Çok uzatmaya gerek yok,kısacası cinsiyetçiliğin aslında kapitalizme ve sermayeye hizmet eden adeta sekiz kollu bir örümcek,kara dul (cinsiyetçi oldu bu örnek,bilerek yaptım ama) gibi insanların kanını nasıl emdiğini öğreniyorsunuz..
İyi okumalar dilerim..