Nietzsche'nin evlenmek istediği kadın, Rilke'nin aşkı, Freud'un öğrencisi ve dostu Salomé... Psikanalist, feminist... Arayışlar kitabını okuduğumda yoruma bu şekilde başlamıştım. Feniçka ile Salomé'nin böyle ismi çokça duyulmuş insanların hayranlığını neden kazandığını biraz daha anladım sanırım. Bağımsız ve özgürlükçü ruhu ile Avrupa üniversitelerinde öğrenim gören ilk kadınlardan biri oluşu yeterince takdire şayan diye düşünüyorum. Toplumlar kurtulacaksa dimdik duran, onurlu ve ne istediğini bilen, her işin üstesinden gelen, okuyan, araştıran, çalışan kadınlar ile kurtulacaktır. Cinsiyetçi zihniyetten kurtulup, canlılara kadın veya erkek gözüyle bakmak yerine insan dediğimiz gün feraha kavuşacağız elbet.
İste Salomé o dönemde bunun için çabalamış, kalemi ile bastırılan insanları, ruhları o dönemin yanlışlarını ortaya koymuştur.
Feniçka ya da Fenya ile güçlü bir kadın karakterle tanışmış oluyoruz hatta zaman zaman şapka çıkarıyoruz gücüne. Kadınların bir erkekle dolaşmasının ayıp sayıldığı bir dönemde toplumun kadına biçtiği kıyafet dar geliyor Fenya'ya. Karşı çıkıyor, isyan ediyor, dillendiriyor. Özgür yetişmiş, üniversite eğitimi almış bu kadın toplum kurallarını sorguluyor başlarda karşı düşüncede olsalar bile kimileri ikna oluyor Max Werner gibi. Böyle güçlü kadınları okumayı seviyorum. Geleceğe dair umutlarımı arttırıyor. O halde güçlü kadınlara
Feniçka ile tanışın lütfen️