"Zaman" diyordu kendi kendine. "Ne garip."
Garip olan sadece zaman mıydı, yoksa zamana sığan her şey miydi? Belki sadece kendi hayatıydı garip olan. Belki de istediği halde bir türlü olmayan, olmamaya yemin etmiş şeylerdi...
Benim yaram öyle seninki gibi bir gönül meselesi değil, bir ömürlük sancısı olan dermansız bir yaradır. Varsa iki parça derman dilinde sen söyle, ben dinlerim."
Sonra küçük serçe kanatlarını özgürce çırpıp uçmuştu, onu orda bir başına bırakarak.."Gitme"demişti içinden, serçenin ardında..
Şu küçük serçe bile olabildiğince özgür iken, kendisi neden bu kadar tutsaktı ki şimdi..