En Eski Feriştah'ın Fentezileri kitaplarını, en eski Feriştah'ın Fentezileri sözleri ve alıntılarını, en eski Feriştah'ın Fentezileri yazarlarını, en eski Feriştah'ın Fentezileri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Senin sevdiğin senin tarafından sevilmeyi sevmiyor ki... Senin sevdiğin, senin sevdiğinden daha az seviyorsa seni, sen de sevme gitsin o zaman seni sevmeyeni.
FERİŞTAH: (ses) ... Demeye kalmadı ki. O kapıda belirdi... Allahım bir insan ancak bu kadar kapıda belirebilirdi... Odaya önce edeleleri geldi... Edelelerden yarım saat kadar sonra da vicudunun diğer kısımları yanımıza geldi...
FERIŞTAH TELEFONLA KONUŞMAKTA...
FERİŞTAH: Kehribar o kadar sıkıntılı o kadar sıkıntılıyım ki bu kadar sıkıntıdan nasıl komik bir hava yaratacağım bilemiyorum. Daha ne olsun Kehribar? Benim gibi gevrekliğinden sual olunmaz bir kadının kocası meşe ağacından yapılmış ve ben onu yakmak istiyorum... E odun bu Kehribar, geceleri randıman alamıyoruz bari sobanın içinde faydasını görelim. Numan'a da bir fırsat vermeliyim değil mi? Ben inanıyorum ki Numan odun olarak çok başarılı olacak.... Kehribar senin tanıdığın bir kiralık katil var mı? Satılık da olabilir... Önce Numan'ı halledecek memnun kalırsam babasının ihalesini de ona vereceğim.... Yok mu? Peki. Hoşçakal Kehribar...
FERİŞTAH: Hoşgeldin Mükremin? O elindeki çiçekler benim için mi?
MÜKREMİN: Ne çiçeği? Elimde çiçek, yok ki?
FERİŞTAH: Biliyorum. Hiçbir zaman da olmadı zaten. Madem bana iki karanfili çok görüyorsun bir karanfil getir Mükremin. Ben aza tamah eden bir sevdanın esiriyim. Çok şey isteyen aşıklardan değilim ben. Ne demişler azla yetinmeyeni etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın bir köpekten ne farkı vardır allahınsen.
MÜKREMİN: Bu neydi şimdi?
FERİŞTAH: Ne olacak Mükremin, atasözü, özdeyiş.
MÜKREMİN: Hem ben niye çiçek getirecekmişim sana?
FERİŞTAH: Tamam sen bana bir avuç kara toprak getir yeter Mükremin. Ben o toprakta yetiştiririm sevdamızın yediveren gülünü... Sen arada sırada biraz gübre bile getirsen benim kabulümdür Mükremin...
FERİŞTAH: Hayır hayır hayır! Bu kez fentezi değil Mükremin şiir yazdım.
MÜKREMİN: Hah! Bir şiirimiz eksikti!
FERİŞTAH: Bence de... Bu kadar hisli bir ilişki şiirsiz olur muydu? Ve şiirimiz şöyle oldu:
Maalesef seni bana hasta dediler
Üzgün bir haberi sevinçle verdiler
Kalk sevdiğim sarıl bana dedim
Razı gelmiyor gönül avun dediler
Edelelere karşı kendini savun dediler
Manyak mısınız dedim ne savunması
İçinin yangınını söndür dediler
Nasılsa ilk harfleri okur dediler!