Mevlana'nın Konuşma ve Sohbetleri

Fihi Ma Fih

Mevlana Celaleddin-i Rumi
Gerçek anlamda bir şaheser olan Fîhi Mâ Fîh, Hz. Mevlâna’nın çeşitli ortamlardaki konuşma ve sohbetlerinden, ayrıca kendisine sorulan sorulara verdiği cevaplardan oluşan gerçek bir maneviyat ve irfan hazinesidir. İngilizcesi, Almancası ve Fransızcasıyla Batılı düşünürleri, Mesnevî kadar derinden etkileyen Fîhi Mâ Fîh pek çok kişinin İslâm’a ısınmasına ve hidayetine vesile olmuş ve olmaya da devam ediyor. Bu kitap, bizim yeterince bilip takdir edemediğimiz eşsiz klasiklerimizin en başta gelenlerindendir. Önsözde yazılanlara göz atan bir okuyucu, Fîhi Mâ Fîh’i neden kitaplığında bulundurması ve dönüp dönüp okuması gereken ölümsüz bir eser olduğunu görecektir.
368 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 2007
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

363 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Öncelikle herkese merhaba. Efendim evvelâ Fihi ma fih' in ne demek olduğunu belirtirsek " içinde içindekiler var" , " her şey ondadır" , "içerdiğini içerir" "ne varsa onda var" gibi birçok anlamı olduğunu söyleyebiliriz. Bu eser Hz Mevlana'nın çeşitli meclis ve ortamlardaki konuşma ve sohbetlerinden oluşan gerçek bir maneviyat hazinesidir. Mevlana hazretlerinin bu eseri Mesnevî' si veya Divan-ı Kebiri gibi kendisinin söyleyip yazdığı bir eser değil, herhangi bir yerdeki konuşması sırasında dinleyiciler tarafından tutulan notlardan oluşan bir kitap. Velhasıl kelam kitabın lezzetini okuyunca fazlasıyla almaktayız. Okuyun okutun efendim. İyi kitap kurtlamalar.
Fihi Ma Fih
Fihi Ma FihMevlana Celaleddin-i Rumi · Sufi Kitap · 20191,519 okunma
368 syf.
9/10 puan verdi
·
24 günde okudu
"İçinde içindekilerin olduğu bir kitaptır Mânâları açısından da muhteşemdir İçindekileri dikkatle incelediğinde
Fihi Ma Fih
Fihi Ma FihMevlana Celaleddin-i Rumi · Sufi Kitap · 20191,519 okunma
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Müthiş! Çok şükür okumak nasip oldu. Hayatımdaki en değerli ikinci kitap olan mesneviden ( Şefik can tercümesi) sonra üçüncü sıraya geçebilir. Sadece dinle, tasavvufla ilgilenenlere hitap eden değil her inançtan, her ırktan insanın okuması gereken bir yapıt. İnsanın nereden geldiği ve nereye gittiği çokça merak edilen, kafa karıştıran sorulardır ve bunlara bence en iyi yanıtları, en sade dille veren Mevlana celaleddin Rumi’dir.
Fihi Ma Fih
Fihi Ma FihMevlana Celaleddin-i Rumi · Sufi Kitap · 20191,519 okunma
368 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
"Fîhi Mâ Fîh", Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin sohbetlerinden derlenen, hakikati sade ama derin bir dille anlatan bir eserdir. “Ne varsa içindedir” anlamını taşıyan bu kitap, okuyucuyu zamanın ötesinde bir yolculuğa çıkararak insanı kendini tanımaya davet eder. Mevlânâ, insanı “kâinatın özü” olarak tanımlar ve gerçek huzurun Yaradan’a dönüşte olduğunu vurgular. İlahi aşkı, nefsin terbiyesini ve ruhun olgunlaşmasını hikmetli sözlerle anlatır. Metaforlar ve hikâyelerle zenginleşen bu eser, modern insanın içsel huzur arayışına ışık tutar. Fîhi Mâ Fîh, her okunduğunda yeni anlamlar keşfedilen, insanın kendi hakikatiyle yüzleşmesini sağlayan zamansız bir rehberdir. Mevlânâ’nın çağrısı nettir: “Kendini bil, Hakk’ı bul.” Tasavvufa ilgisi olan ve ya merak eden herkesin başucu kitaplarından biri olmalıdır.
Fihi Ma Fih
Fihi Ma FihMevlana Celaleddin-i Rumi · Sufi Kitap · 20191,519 okunma
336 syf.
6/10 puan verdi
Eser Rumî'nin sohbetlerinden oluşmuş çoğu, sohbet esnasında talebelerin kaleme almasıyla derlenmiş; bazı yazılarsa Rumî'nin kaleminden çıkmış; sanırım sohbet öncesi aldığı notlar ve bunlar da kitapta belirtilmiş.Sohbetlerin konusu tasavvuf, ayet açıklamaları ve sorulan sorulara cevaplardan oluşuyor. Anlatılanların örneklendirilmesi mevzunun daha iyi anlaşılmasını sağlasa da tasavvufla ilgili konularda algılayamadığım ya da anlamlandıramadığım bölümler de oldu. Rûmî bütün eserlerini Farsça yazmış. Bu eser de Farsça bunun yanında Arapça olan bölümler de var. Bu da eserin çevirisini çok önemli hale getiriyor. Kitabı Abdülkadir Gölpınarlı'nın çevirisinden okudum bu çeviriyi sevemedim. Çeviride İslamî hassasiyet yoktu ve bazı cümleler Kur'an dikkate alındığında uyumsuzluk oluşturuyordu. Bu noktada farklı çeviriler de var mı diye yaptığım araştırma sonucunda kitabı o çevirilerden okumadığıma pişman oldum. Bütün aksaklıklarına rağmen zihnimdeki bazı sorulara cevap bulmam açısından okuduğum için mutlu olduğum bir kitap oldu. İnşallah diğer çeviriyi de okurum. m.star.com.tr/kitap/muhurlu-k...
Fihi Ma Fih
Fihi Ma FihMevlana Celaleddin-i Rumi · İz Yayıncılık · 20181,519 okunma
"İçinde Her Şey Var"
368 syf.
8/10 puan verdi
Fihi Ma Fih
Fihi Ma Fih
"İçinde içindekilerin olduğu bir kitaptır Mânâları açısından da muhteşemdir İçindekileri dikkatle incelediğinde Onda incinin bulunduğunu görürsün!" Esere ismini veren bu dörtlük, İbn Ârabi Hazretleri'nin Fütûhât-ı Mekkiyye'sinde geçmektedir. Bazı metinler vardır, okuyorum vehmine kapılırsınız lâkin, gerçek şudur ki, sizi okuyan aslında o dur. Her elime aldığımda o anki hâleti ruhîyeme ayna olan, bana beni gösteren, kat kat adetâ özüme doğru, Hazretin mübarek elleri ellerimde bir yolculuktu bu eser benim için. Hâlden hâle kâlb eden, kâh arşta, kâh ferşte seyrân ettiren bir sefer... Hz Mevlânâ gibi şâhsiyetleri okyanusa benzetirim. Onlar anlatır, yazar, insanlarda kabiliyetleri ,istidâtları kadar istifade eder. Yani kimi sadece ismini duymakla, kimi uzaktan seyretmekle, kimi kıyısında gezinip dokunmakla, kimisi yüzmekle, bazı özel ruhlar ise o okyanusa dalmakla nasiplenir. Okurken Hazret-i Pirle ruberu sohbet ettiğim hissine kapıldığım zamanlar çok oldu. Hz Mevlânâ' nın çeşitli zamanlarda yaptığı sohbetleri ve kendisinde yöneltilen sorulara verdiği cevapları ihtiva eden eser, birbirinden bağımsız yetmiş bir bölümden oluşuyor. Her bölüm yeni bir açılım ve hayata yeni bir perspektiften bakmanızı sağlıyor. Ben tercümesini de gayret açık ve akıcı buldum.Arada açıp hasbihâl etmek üzere kendisini kütüphaneme kaldırdım. Okumak isteyenlere âşk ile bol istifadeli okumalar diliyorum.
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Fihi Ma Fih
Fihi Ma FihMevlana Celaleddin-i Rumi · Sufi Kitap · 20191,519 okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
‘ Ben bütün Batı klasiklerini okudum. İnanın hiçbiri Mesnevî’nin topuğuna erişemez. ‘ Bu sözler son Mesnevîhan Şefik Can’a ait. Bu sözün üstüne diyecek bir şey var mı bilmiyorum lakin birkaç kelam edecek olursak; Mevlana bir okyanus. Okumuş olduğum bu kitabı ise onun engin ilim deryasının sadece bir kısmı. Fîhi Mâ Fîh; her şey ondadır, ne varsa onda var gibi anlamlara geliyor. Mevlana’nın sohbetlerinden oluşan 71 bölümlük bir kitap. Akla takılan birçok konuya da cevap vermiş. Dönüp dönüp okunması gereken eserlerden. İstifade etmekten geri kalmayasın ey okuyucu! ‘’’ 31/5/23
Fihi Ma Fih
Fihi Ma FihMevlana Celaleddin-i Rumi · Sufi Kitap · 20191,519 okunma
Fîhi mâ fih ~ "ne varsa içindedir"
368 syf.
9/10 puan verdi
Bazı kitaplar vardır, yeri ve zamanını kendi seçer hayatınıza girmek için.
Fihi Ma Fih
Fihi Ma Fih
de benim için o kitaplardan biri oldu. Uzun zamandır kitaplıkta
Fihi Ma Fih
Fihi Ma FihMevlana Celaleddin-i Rumi · Sufi Kitap · 20191,519 okunma
368 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Okumaya başlamadan kısa bir süre önce düşünmeye başladığım, kendi başıma halledemediğim konular vardı. Bu kitabı seçerken bu sorulara yanıt vereceğini bilemezdim, cevaplarını şimdi bulduğuma inanıyorum. Geçen sene okumaya karar verip okumamıştım. "Her şeyin bir zamanı vardır." Bunu kitabı okurken daha net anladım. Yaşam gayelerimi gözden geçirmem gerekiyor. Pişmanlık duygusunu birçok defa hissettim. Allah'ın kelamı olan her kitap özeldir, O'nu O'nunla anlatmak, kendi sözleriyle yol göstermek en doğru olandır. Bu dünya, aslolanın bir yansıması, bir örneğidir. Alışkanlıklarımızı değiştirmeli yerine saf olanı koymalıyız. Çeviriyi çok beğenmedim ama en iyisi bu sanırım. Bazen kaba yazımlar ve anlatım şekilleri var buraya takılmadan anlatılmak istenen öze yoğunlaşırsak daha faydalı okuma olacağını düşünüyorum. Hiç başucu kitabı seçmemiştim kendime, bu yolda bir ilk olabilir.
Fihi Ma Fih
Fihi Ma FihMevlana Celaleddin-i Rumi · Sufi Kitap · 20191,519 okunma
368 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Sonunda Mevlânâ ile tanıştım.... Eseri keyifle okudum, özellikle birkaç cümlesinden, daha doğrusu cümlesinden dolayı 1 puan kırdım :-))) Her zaman derim bir eseri sadece ona katıldığım için değil, aksine çoğu zaman da eleştirip karşı çıktığım ve o karşı çıkışlarda bir şeyler öğrenip kendimi geliştirdiğime inandığım için bendeki yeri ayrı oluyor... Gerek ayetlerle, gerekse çoğu düşüncelerini açıklamaya çalışırken dayanağını ayetlerden de alması da ayrı bir güzellik taşıdı... Bir eserden ne kadar keyif alırsam da yeni bir şey öğrenmediğimde hoşuma gitmiyor ve bir daha o eseri açmıyorum... Mevlana ile tanışmalısınız... İçinde felsefe, psikoloji ve din karışımı (mantık da kaçınılmaz) olan her eserden aşırı keyif alıyorum... Mevlânâ sizi önce kendinize yakınlaştıracak... Önce kendini bil ve kendine yaklaş ki... Attığın her adım sağlam olsun... Boşluk olursa ayakta kalamazsın... Herkese keyifli okumalar dilerim...
Fihi Ma Fih
Fihi Ma FihMevlana Celaleddin-i Rumi · Sufi Kitap · 20191,519 okunma

Yazar Hakkında

Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i RumiYazar · 122 kitap
Mevlâna 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan Ülkesi'nin Belh şehrinde doğmuştur. Mevlâna'nın babası Belh Şehrinin ileri gelenlerinden olup, sağlığında 'Bilginlerin Sultânı' ünvanını almış olan Hüseyin Hatibi oğlu Bahâeddin Veled'tir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun'dur. Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled, bazı siyasi olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası nedeniyle Belh'den ayrılmak zorunda kalmıştır. Sultânü'I-Ulemâ 1212 veya 1213 yıllarında aile fertleri ve yakın dostları ile birlikte Belh'den ayrıldı. Sultânü'I-Ulemâ'nın ilk durağı Nişâbur olmuştur. Nişâbur şehrinde tanınmış mutasavvıf Feridüddin Attar ile de karşılaştılar. Mevlâna burada küçük yaşına rağmen Feridüddin Attar'ın ilgisini çekmiş ve takdirlerini kazanmıştır. Sultânü'I Ulemâ Nişabur'dan Bağdat'a ve daha sonra Kufe yolu ile Kâ'be'ye hareket etti. Hac farizasını yerine getirdikten sonra, dönüşte Şam'a uğradı. Şam'dan sonra Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde yolu ile Lârende'ye (Karaman) geldiler. Karaman'da Subaşı Emir Musâ'nın yaptırdıkları medreseye yerleştiler. 1222 yılında Karaman'a gelen Sultânü'/-Ulemâ ve ailesi burada 7 yıl kaldılar. Mevlâna 1225 yılında Şerefeddin Lala'nın kızı Gevher Hatun ile Karaman'da evlendi. Bu evlilikten Mevlâna'nın Sultan Veled ve Alâeddin Çelebi adlı iki oğlu oldu. Yıllar sonra Gevher Hatun'u kaybeden Mevlâna bir çocuklu dul olan Kerrâ Hatun ile ikinci evliliğini yaptı. Mevlâna'nın bu evlilikten de Muzaffereddin ve Emir Alim Çelebi adlı iki oğlu ile Melike Hatun adlı bir kızı dünyaya geldi. Bu yıllarda Anadolu'nun büyük bir kısmı Selçuklu Devleti'nin egemenliği altında idi. Konya'da bu devletin baş şehri idi. Konya sanat eserleri ile donatılmış, ilim adamları ve sanatkarlarla dolup taşmıştı. Kısaca Selçuklu Devleti en parlak devrini yaşıyordu ve Devletin hükümdarı Alâeddin Keykubâd idi. Alâeddin Keykubâd Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled'i Karaman'dan Konya'ya davet etti ve Konya'ya yerleşmesini istedi. Bahaeddin Veled Sultanın davetini kabul etti ve Konya'ya 3 Mayıs 1228 yılında ailesi ve dostları ile geldiler. Sultan Alâeddin kendilerini muhteşem bir törenle karşıladı ve Altunapa (İplikçi) Medresesi'ni ikametlerine tahsis ettiler. Sultânü'l-Ulemâ 12 Ocak 1231 yılında Konya'da vefat etti. Mezar yeri olarak, Selçuklu Sarayının Gül Bahçesi seçildi. Halen müze olarak kullanılan Mevlâna Dergâhı'ndaki bugünkü yerine defnolundu. Sultânü'I-Ulemâ ölünce, talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna'nın çevresinde toplandılar. Mevlâna'yı babasının tek varisi olarak gördüler. Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuş, İplikçi Medresesi'nde vaazlar veriyordu. Vaazları kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşıyordu. Mevlâna 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizi ile karşılaştı. Mevlâna Şems'de 'mutlak kemâlin varlığını' cemalinde de 'Tanrı nurlarını' görmüştü. Ancak beraberlikleri uzun sürmedi. Şems aniden öldü. Mevlâna Şems'in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekildi. Daha sonraki yıllarda Selâhaddin Zerkubi ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizi'nin yerini doldurmaya çalıştılar.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.