Fıkıh Usulü

Fahrettin Atar

Fıkıh Usulü Quotes

You can find Fıkıh Usulü quotes, Fıkıh Usulü book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Kıyas'ın Konusu ve Sahası
Taabbudi ve cezai hususların dışındaki nassların genellikle birer illet ile, birer hikmet ve maslahat ile muallel olması bir esastır. Bu bakımdan nasslar, iki kısımdır: Gayr-i muallel nasslar, muallel nasslar. 1- Gayr-ı muallel nasslar Bunlar, taabbudi ibâdet, keffåret ve cezaî nasslardır. Bunlar üzerinde kıyas yapılamaz. Meselâ, namazların rekatlarının sayısı ve had cezalarının sayısı ile ilgili nasslar bu nev'i'dendir. Bunlara başkaları kıyas edilemez. Sabah namazı iki rek'at olduğundan akşam namazının da iki rekat olmasına hükmedilemez. Müctehid, bu hususdaki nasslara tabi olur. Onların ibareleriyle delâlet ve işaretleriyle amel eder. Onların illetlerini istinbât ile üzerlerine, başkalarını kıyas etmeye çalışmaz. Bu görüş Hanefiler'e aittir. 2- Muallel nasslar Bunlara nusûs-i ta'liliyye denir. Bunlarda asl olan ta'lildir, kıyasın cereyan etmesidir. Bu kısım nassların her birinin birer illeti bulunmaktadır. Muamelât ilgilendiren nassların hükümleri genellikle birer illete istinat etmektedir. İşte kıyas'n konusu, bu tür nasslardır ve kıyas bu nasslar üzerinde cereyan eder.
Sayfa 96 - ASLİ DELİLLER IV- KIYASKitabı okuyor
Yine Maturidi çıktım :)
İnsan hangi fiillerinden dolayı yükümlü olup dünya ve ahirette sorumlu tutulacağına dair mutlaka Allah'tan yardım görmelidir. Ancak bazı Maturidilere göre bu hususta Allah'a iman istisna edilmelidir. Fetret devrinde yaşayan insanlar da akılları ile Allah'a iman etmenin güzel olduğunu anlayabilirler. Bu sebeple onlar, Allah'ın varlığına inanmak mecburiyetindedirler. Ahirette bu konuda sorumlu tutulacaklardır. Yani Allah'a inananlar sevaplandırılacak, inanmayanlar cezalandırılacaktır. Bu görüşü savunan Maturidiler, "Biz bir topluma Peygamber göndermedikçe onu azaplandırmayız" ayetini, "bu ayette azaptan murat dünyevi bir azaptır. Veya fetret zamanında namaz, oruç gibi şey ile teklif bulunmadığı cihetle bunlardan dolayı azap gerekmediğini beyan etmektir" şeklinde tefsir ederler.
Reklam
Bazı konularda birlik sağlansa da pek çok konuda birlik temin edilememesi tabiidir.
"Biz Tevrat'ta onlara (şunu da) yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılıktır. Hülasa bütün) yaralar birbirine kısastır." ayeti Yahudilikte kısasın varlığını ve nasıl yapılacağını göstermektedir. Ancak Müslümanların bu hükümlerle amel edip etmeyeceği belirtilmemektedir. İşte fakihler bu tür hükümlerin bize nispetle hüccet olup olmamasında ihtilaf etmişlerdir.
İllet'in Şartları
Hakkında nass bulunan aslın bazan bir takım vasıflanı, özellikleri bulunur. Asılda bulunan her vasıf, onun hükmü için bir illet olmağa uygun değildir. Üzerinde hükmün bina edildiği vasfın bir takım şartları haiz olması gerekir. Bu şartları şöyle sıralayabiliriz: a- Zâhir bir vasıf olmak Asıldaki vasıf, akılla kavranılır, duyu organlarının biriyle hissedilebilir bir durumda açık olmalıdır. b- Munzabıt olmak Yani illet, kişilere, durumlara ve çevrelere göre değişmemeli ve ifade ettiği anlam sınırlı olmalıdır. d- Vasıf asla mahsus olmamalı İstinbat edilecek illet, illet-i kâsır olmamalı ve başka madde ve meselelere de sirâyet (ta'diye) etmelidir.
Sayfa 101 - ASLİ DELİLLER IV- KIYAS.Kitabı okuyor
Allah'a olan borç ödenmeye daha haklıdır
Bir kadın sahâbî, "Ya Resûlallah! Babam hac etmeden vefat etti, ben onun yerine hac etsem ona faidesi olur mu?" diye sorduç. Resûl-i Ekrem de kadına şöyle bir sordu: "Ne dersin, babanın kullara ait bir borcu bulunsaydı da sen onun borcunu ödeseydin, babanın borcu ödenmiş olur muydu?". Kadının "evet" demesi üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.s.) şöyle buyurdu: "Öyle ise Allah'a olan borç ödenmeye daha haklıdır".
Reklam
165 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.