Fikrimin İnce Gülü
Adalet AğaoğluLow Rated Fikrimin İnce Gülü Reviews
You can find Low Rated Fikrimin İnce Gülü quotes, low rated Fikrimin İnce Gülü book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.Score
7.8Out of 10
Fikrimin İnce Gülü
Ben okurken sıkıldım -sınav olacağım için yarım bırakmadım- Almanya dan Türkiye ye tatile gelen Bayramın yolculuğunu okuyoruz çocukken dalga geçilen bir karakter, bir gün araba ile kahvehaneye gelen bir adamın çokça saygı gördüğünü görünce o da hayal kurmaya başlar sevdiği kezbanı sırf araba almak için bırakıp almanya da çalışmaya başlar ( almanya ya gelmek için dostunun sırasınıda alır) araba alır ve bir gün Türkiyeye döner yolda arbasının başına her şey gelir sonunda köye döndüğünde saygı beklerken köyde ne kezban kalmıştır ne de diğerlerinden saygı çünkü dostunun sırasını aldığı köyde öğrenilir bunu duyan kezban da başka biriyle evlenir böylece hikaye sona erer. Puanım 4
Fikrimin İnce Gülü
Fikrimin İnce Gülü, ismi sebebiyle olsa gerek daha naif bir hikayeyi barındırdığını düşündüğüm bir romandı. Lakin daha ilk satırlardan itibaren bu beklentim sebebiyle bir hayal kırıklığına uğradım. Yoğun küfürlü bir üsluba sahip olan roman, Almanya'dan memleketine izne gelen Bayram'ın hikayesini anlatıyor. Çocukluğundan beri ezilmiş ve öz saygısını yitirmiş olan Bayram, hayata dair tek umudunu bir arabaya yüklemiştir. Binbir gayretle satın aldığı Mercedes'ini yani onun deyimiyle Balkız'ını adeta bir sevgili gibi benimser ve düşer yollara. Yollarda başına gelenler, iç monologlarıyla usta bir yazarın kaleminden çıktığını belli eden roman yine de benim sevdiklerim arasına giremedi. :( Okumak isteyenlere iyi okumalar dilerim ...
Fikrine taktığın ince gül …
Almanya'da işçi olan Bayram’ın amcasının hastalığı üzerine memleketi Ballıhisar'a doğru yola çıkmasıyla başlıyor hikaye …. Kapıkule sınır kapısından girişi ile birlikte harika yol betinmeleri, şehirlerin ve ilçelerin yol üzerinde gördüğü fabrikaları anlatırken, Bayram’ın çocukluk yaşta başlayan araba sevdası, kimlik problemi yaşaması, içsel olarak geçmişle yaptığı kavgaları, arabası ile köye döndüğünde kendini ispatlayacağına, saygı duyulan bir statüye sahip olacağına inanması…Araba almak için para harcamaktan kaçan cimri, sadece kendini düşünen, Almanyaya gidebilmek için arkadaşının raporunu çürük çıkartan, çocuklukta ezilmiş ve aşağılanmış, Kezbana duyduğu aşk ve halen kendisini beklediği umudu, arabasıyla duygusal bir bağ kurarak başına her bir şey geldiğinde yıkılışını görmekteyiz…. İlyas Salman'ın Sarı Mercedes filmi "Fikrimin İnce Gülü" romanından beyaz perdeye uyarlanmış.
Kolaylıkla inceleme yazılacak kitap değil. İçerisinde dönem siyasetine, halkına ve olaylarına bol bol atıf var. O dönem siyasetini yaşamadığım ve ilgili olmadığım için hepsini olması gerektiği gibi anladığımı düşünmüyorum. Okurken zorlandım. Yazarımız bilinç akışı şeklinde yazmış ve bazı zamanlar neyi nasıl anlattığını kaçırdım ve başa döndüm. Dil olarak çok başarılı bulduğum bir nokta var ki; yazarımız kadın ve anlatıcımız erkek. Ama o kadar doğal bir erkek anlatıcı var ki hayran kaldım. Aynı zamanda çok halk dili ve halk düşüncesi vardı bu da derin bir gözlem gerektirir diye düşünüyorum. Onun dışında zaman zaman yazarın neden yaptığını anlamadığım zaman karmaşaları vardı. “Yapmaktadır, etmektedir…” gibi cümleler beni hikayeden çok kopardı. Olayın ele alış biçimi bence çok etkileyiciydi. Bir araba yolcuğu ama yolculuktan çok daha fazlası. Karakterimizin hiç durmadan akan monoloğu ve hesaplaşması; kendisiyle, restorandaki garsonla, köyündeki ustasıyla… herkesle ve her şeyle. Upuzun bir overthinking. Beni okurken fazlasıyla yoran bir overthinking. Sonu çok çarpıcıydı. Kitabın son sayfasını kapattığımda bir puan yükselmişti kitap gözümde. Daha çok konuşulur bu kitap üstüne. Daha Bayram’ın karakterinden bahsetmedim bile. Bir sürü daha sevmediğim, bir o kadar sevdiğim şey var kitapta. Adalet Ağaoğluyla ilk defa tanışıyorum.
Bugün sizlere kalemini çok merak ettiğim sokakların sesi Adalet Ağaoğlu’nun ikinci romanı olan Fikrimin İnce Gülü ile geldim biraz uzun sürdü nerdeyse bitiremiycem dedim 150 sayfa boyunca araba takıntısı ve sevdasından bahsedilince sıkıldım gerçekten bırakıp bırakmama konusunda çok sorguladım kendimi ama sonunda bitirdim şükür Kitap kötü diyemem keyif alıp okuduğum yerleride çok ancak takıntı haline gelen objelerin çok ayrıntılı anlatımı ister istemez sıkıyor yoruyor Çok eleştiri yaptım birazda eleştiri yerine kitaptan bahsediğim ve yorumu size bırakayım . Araba aşığı Bayram’ın Almanya’da çalışıp üç yıl boyunca biriktirdiği parası ile aldığı sarı Mercedes'i yani Balkız'ını yurdun kapısından girdiği andan beri gözü gibi korumaktadır. Çünkü Balkız'la birlikte köyüne gidip, onu küçümseyen ondan birşey olmayacağını söyleyen köylülerine hava atacak, ve o eski, pısırık, ezik Bayram'ın ne kadar değiştiğini söylemeden anlatma imkanına kavuşacaktır. Çünkü Balkız Bayram'ın bütün garibanlığına, yetimliğine rağmen çalışıp hayatı yendiğinin bir göstergesidir. Bayram Balkız'la köyüne dönecek, köydekilere kendini gösterecek ve yıllardır kendisini bekleyen sevgilisi Kezban'la evlenecektir. Ancak olaylar nasıl gelişti ve Bayram'ı nelerin beklediğini okuyup öğreniyoruz sizde biraz zorlu olsada bu kitabı okuyup öğrenin.