Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sabahattin Ali'nin Objektifinden, Kızı Filiz'in Gözünden Bir Yaşamöyküsü

Filiz Hiç Üzülmesin

Filiz Ali

Filiz Hiç Üzülmesin Gönderileri

Filiz Hiç Üzülmesin kitaplarını, Filiz Hiç Üzülmesin sözleri ve alıntılarını, Filiz Hiç Üzülmesin yazarlarını, Filiz Hiç Üzülmesin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Başım dağ Saçlarım kardır Benim meskenim dağlardır.
160 syf.
10/10 puan verdi
Sevgili
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
çok çok severim kendisini. Kızı Filiz Ali’nin anlattığına göre hayran olduğu tek insanın, bugün bir mezarı bile yokmuş bunu bilmiyordum ne kadar acı bir şey. Edebiyatımızın çok değerli bir ismi olmasına ek olarak bir kız çocuğunun babası ve eşine yazdığı mektuplarında “Filiz hiç üzülmesin…” diyen bir baba. Çok etkilendim. Çocuklar ne annesiz ne babasız kalsınlar. “Hiçbir çocuk üzülmesin…”
Filiz Hiç Üzülmesin
Filiz Hiç ÜzülmesinFiliz Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2020357 okunma
Reklam
Sabahhattin Ali sanki canilerin onu mezarsız bırakacaklarını çok önceden sezmiş gibi , evrendeki mekanını belirlemişti çoktan ve “benim meskenim dağlardır” diyerek şiirin yazmıştı.
Sayfa 157Kitabı okudu
Benim çocukluğumun tek kahramanının, dünyadaki tek hayran olduğum adamın, tutsak bir kuş gibi demir parmaklıklar arasında hapsedilmesi, saçlarının bembeyaz olması, zayıflaması kim bilir beni nasıl etkiliyordu ki artık iyiden iyi hayal dünyamda yaşamaya başlamıştım o yaz. 
Sayfa 142Kitabı okudu
Yüzyılın başlarında doğup bir imparatorluğun çöküşüne ve Cumhuriyet’in kuruluşuna tanık olanlar erken olgunlaşmışlar.
Başım dağ / Saçlarım kardır / Benim meskenim dağlardadır.
Reklam
Tek çocuk olmanın yararlarından biri de tek başına olabilme ve başını dinleme lüksüdür.
Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer. Bir gün Almanların pabucunu yalayan ertesi gün İngilizlere takla atan, daha ertesi gün de Amerika’ya kavuk sallayan soysuzlar gibi olmak istemedik. Yalnız ve yalnız bir tek milletin önünde secdeye vardık. O da cefakeş milletimizdir. Meğer ne büyük günah işlemişiz! Kanunlu, kanunsuz baskılar altında ezile ezile pestile döndük. Bugünün itibarlı kişileri gibi, kese doldurmadık, makam peşinde koşmadık. İç ve dış bankalara para yatırmadık, han, apartman sahibi olmak, sağdan soldan vurmak ve milleti kasıp kavurmak emellerine kapılmadık. Bütün kavgamızda kendimiz için hiçbir şey istemedik. Yalnız ve yalnız bu yurdun bütün yükünü omuzlarında taşıyan milyonlarca insanın derdine derman olacak yolları araştırmak istedik. Bu ne affedilmez suçmuş meğer! Neredeyse, yoldan geçerken mide uşakları arkamızdan bağıracaklar: “Görüyor musun şu haini! İlle de namuslu kalmak istiyor ve ahengimizi bozuyor...’ Çalmadan, çırpmadan, bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalıydı. Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer! Bereket, zora katlanmasını bilen bu millet de namuslu.
Babam İçin uzun yıllar hiç gözyaşı dökmedim, çünkü o “Filiz hiç üzülmesin..” demişti. Ama Denizler asıldığında, Sinanlar, Mahirler öldürüldüğünde çok ağladım, yıllarca gözpınarlarımda babam için biriken gözyaşları durmadan aktı, aktı, aktı..
387 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.