En ezici utanç duygusu, ıstırabın son derecesi, sevilen bir şeyi, uğrunda yaşanılan bir şeyi lâyıkıyla koruyamamaktan doğuyordu ve insan için en büyük acı kalp dilsizliğiydi.
Bir gün Tosltoy'un Üç Kardeşin Masalı'nı okuyordum. Ensemden doğru huysuz bir at gibi kişneyen patron Semenov'un sesini işittim. Ne oluyor demeye kalmadan küçük ve tombul elini uzatıp kitabı elimden kaptı. Ben şaşkınlıktan sıyrılıncaya kadar o, fırının açık olan ağzına yanaşmıştı bile. Elindeki kitabı sallarken öfkeyle homurdanıyordu:
- Bak bunun içindeki palavralar pek budalaca!
Yerimden oynayıp koluna yapıştım hemen:
- Kitaplar yakılmaz.
- Bak hele! Neden yakılmasınlarmış?
- Yakılmaz da ondan!