Her gece kitapları yemeye ve okumaya devam ederken çok garip bir ilişkinin farkına vardım. Bir kitabın tadıyla edebi değeri arasında sanki önceden belirlenmiş bir benzerlik vardı. Okumaya değer olduğunu anlamam için kitabı basılmış bölgesinden biraz yemem lazımdı. Kapak sayfasından yemeyi ve kitabın kalanına dokunmamayı öğrendim. “Yemesi güzelse, okuması da güzeldir” benim sloganım bu oldu.