Fizik ve Gerçeklik
Şakir KocabaşFizik ve Gerçeklik Sözleri ve Alıntıları
Fizik ve Gerçeklik sözleri ve alıntılarını, Fizik ve Gerçeklik kitap alıntılarını, Fizik ve Gerçeklik en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fizikte açıklanamayan olaylar dizisinde bazı temel fiziksel sa bitler de bulunmaktadır. Temel fiziksel kuvvetlerin -gravite, elektromanyetik, zayıf ve güçlü çekirdek kuvvetleri-büyüklükle rini ve etki mesafelerini birbirine bağlı olarak veya daha temel bir yapı içinde açıklayabileceğimiz bir teori henüz geliştirilememiş tir. Daha da önemlisi, elementer parçacıkların -mesela elektron, proton ve nötronun-kütlelerinin neden bilinen değerlerde ol duğu (e: 0.511 MeV/c2, p: 938.28 MeV/c2, n: 939.57 MeV/c2) bilinmemektedir. Bu kütleler sanki rastgele seçilmiştir, çünkü bunları bir birine bağlı olarak ifade edecek hiçbir bağıntı bulunamamıştır. Fa kat iyi bilinen birşey varsa o da, elementer parçacıkların kütleleri nin birbirine bağlı olarak çok hassas bir şekilde tesbit edilmiş ol duğudur; öyle ki, herhangi birinin kütlesinde binde bir oranındaki bir değişiklik atomların oluşmasını ve dolayısıyla, içinde yaşadığı mız türden bir kainatın varlığını imkansız hale getirmektedir.
Sayfa 101Kitabı okudu
- " (…) "Gerçekliği anlamak" gibi bir amacı tanımayan bir bilim anlayışı içinde geliştirilmiş bir teorinin, terimleriyle olaylara bakarak nasıl gerçekçi olunabiliyor?.."
Sayfa 57 - Küre Yayınları
Fiziğin Gayesi...
- " (…) Gene tekrarlıyorum: Fiziğin en temel seviyede gayesi, sadece dünyayı tasvir etmek değil, onun neden böyle olduğunu açıklamaktır..."
Sayfa 114 - Küre Yayıncılık
- " (…) Işık, fizikte belki üzerinde en çok gözlemler yapılan fakat buna karşılık en az anlaşılmış olaydır..."
Sayfa 96 - Küre Yayınları
- " (…) Halen geçerli modern bilim anlayışında ”hakikati aramak” diye bir amaç yoktur..."
Sayfa 53 - Küre Yayınları
Eski Yunan düşüncesinin kavramsal yapıları müslüman düşünürler ve kelamcılar tarafından Kur'an'daki kelime dokusuyla ciddi bir şekilde karşılaştırılarak değerlendirilmemiştir. Bu durum, müslümanların “tabii lisanında” kavramsal bozulmalara yol açmıştır. Bu bozulmanın en çarpıcı örneklerinden biri, Kitap'ta en temel kavramlardan biri olan hakk (gerçeklik) kelimesinin müslümanların lisanındaki yerini vücud (varlık) kavramının almış olmasıdır.
Müslümanların lisanında meydana gelen bu ciddi kavramsal değişimler onları, dünyaya ve olaylara bakışlarında, gerçeklik (hakk) kelimesi yerine varlık (vücud) merkezli bir kavramlar örgüsünün çerçevesi içine sokmuştur. Bilgi ile gerçeklik arasındaki alakanın bu şekilde kopması İslam medeniyetinde bilim ve felsefe çalışmalarının farz oluşunu, hatta meşruiyetini hukuki temellerinden koparmış ve sonunda bu medeniyette araştırma geleneğinin ortadan kalkmasına yol açmıştır.
Bugünkü bilim anlayışının gerçeklik kavramından uzak bir şekilde gelişmesinde, Müslümanların klasik dönemde (9-12. yüzyıllar) parlak bir başlangıçtan sonra araştırma geleneğini terketmeleri ve bilim faaliyetinden uzaklaşmaları etkili olmuştur. Böylece, gerçeklik kavramı üzerine kurulu alternatif bir araştırma geleneğinden yoksun bir bilim anlayışı günümüze kadar gelmiş bulunmaktadır.
Sayfa 122
Daha sonra da Phillip Johnson'un evrim teorisiyle ilgili olarak söylediği “evrimin ilahi bir plana bağlı olarak işlemediği hakkında hiçbir ciddi kanıt bulunmadığı” sözünü eleştirerek bilimin ilerlemesinin ancak, tabiat olaylarına ilahi hiçbir müdahale olmadığı kabulüyle olacağını söylüyor.
Sayfa 55